menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Greta’yı sevdik de neden anlayamadık?

21 1
11.10.2025

İsrail’in hukuka aykırı ablukasını kırmak için Gazze’ye yelken açan Sumud filosu aslında Greta Thunberg’in ilk uzun deniz yolcuğu değildi. 2019 yılında henüz 16 yaşındaki genç bir iklim aktivistiyken, New York’taki BM ve iklim toplantılarına katılmak üzere Birleşik Krallık’tan güneş panelli bir yelkenliyle açılmış ve karbon ayak izine dikkat çekmek için Atlantik Okyanusu’nu yelkenliyle geçmişti.

İsveç’teki rekor sıcakları ve orman yangınları karşısında iklim krizine dikkat çekmek amacıyla okulu kırıp parlamento binası önünde başlattığı “Skolstrejk för klimatet” (İklim için Okul Grevi) oturma eylemiyle ün kazanan ve kısa sürede bu sivil toplum eyleminin 1 milyon kişinin Cuma günleri iklim krizine dikkat çekmek için okula gitmediği bir Fridays for Future (Gelecek için Cuma günleri) küresel fenomenine dönüştüren Greta Thunberg, bugünlerin aksine New York’ta liberal müesses nizamın coşkusuyla karşılanmıştı.

Elbette iklim krizinin gerçek olduğuna inanmayan ve ülkesini Paris İklim Andlaşması’ndan çıkaran dönemin ABD başkanı Donald Trump, Greta ile dalga geçmiş, özellikle Asperger sendromlu olmasından dolayı ayrımcı ifadeler kullanmış; fakat ABD eski başkanı Barrack Obama başta olmak üzere siyasetçiler, gazeteler, iş insanları, kendisiyle ile görüşerek, söyleşiler yaparak, etkinliklere davet ederek Greta’nın aktivizmine omuz vermişti.

Zaten Trump’ın da Greta’yı hedef almasının başlıca sebebi buydu. Greta’nın toplantılarda siyasetçilerin iklim kriziyle yeterince mücadele etmediği için “How dare you?” (Buna nasıl cürret edersiniz?) diyerek kızmasının elitlerce alkışkanması, Greta’nın Davos’a davet edilmesi, ülke liderleriyle görüşmesi, Trump’a iğrenerek bakmasının gündem olması; Trump’ın kendi tabiriyle iklim krizi “bahanesiyle” ABD gibi sanayi ülkelerini ve güçlü ekonomilerinin önünün kesilmesi amacını güden küreselcilerin, Çin yanlılarının, Batı karşıtlarının, duyarbaz “woke”ların Greta Thunberg’i ön plana çıkarması, parlatması projesinden ibaretti.

Nitekim Türkiye’de Greta Thunberg’e yönelik “küreselcilerin piyonu”, “ajan” gibi saldırıların da neredeyse tamamı Trump’ın ve Trumpçıların Greta linçlerinin kelime kelime Türkçe’ye çevirilerinden ibaretti. Sanırım sadece Greta Thunberg’in Gazze’ye yelken açarken gemide giydiği şort yüzünden yediği Türkçe linç özgün olacak gerek ki bu da ayrı bir utanç kaynağı.

Ne trajik ki, Greta Thunberg’i Trump’ın argümanları ve söylemleriyle hedef gösteren birçok kişi şimdi Trump’ın İsrail’e yönelik desteğine karşı çıkarak, Batı’ya ve Netanyahu’ya meydan okuyarak Gazze’ye yelken açan Greta’nın en büyük hayranı.

Aslında özür mesajları paylaşılarak af dilenen Greta’da gram değişiklik yok; değişen dünyanın ta kendisi.

Muktedire inat

Greta Thunberg, Gazze soykırımına kadar genellikle iklim konularında açıklamalar yapan, başka konularla ilgili çok sık konuşmayan biriydi. Eğer ayrıcalıklı konumunu, elitlerle olan iletişimini, gündem iklim olduğunda gazetelere manşet olma alışkanlığını korumak isteseydi; birilerinin “Neden Gazze hakkında tek bir sözü yok?” diyerek tepki göstereceği de bir isim değildi.

Sosyal demokrat tipik bir İskandinav dünya vatandaşı ailede büyüyen Greta büyük ihtimalle daha öncesinde Gazze ve Filistin’e dair bir bilince sahip olsa da bu konuda ses getiren bir eyleme imza atmamışken, 7 Ekim’den iki hafta sonra iklim grevi etkinliğinde “Gazze’nin yanındayım” yazan bir pankartla poz vererek konuya giriş yaptı.

İsrail ise çok üst perdeden bir tepki göstererek Greta ile işbirliklerinin kesilmesini talep etti, özellikle İsrail’in Almanya Büyükelçiliği Greta’yı antisemit ilan ederek hedef gösterdi.

Greta içine düştüğü bu tartışmanın ardından Batı’da halkların kendi iktidarlarına, elitlerine, medya kurumlarına yönelik yükselttiği İsrail tepkisinin bir parçası oldu, Avrupa’nın çeşitli kentlerinde gösterilere katıldı, sosyal medyasını neredeyse tamamen Gazze’ye adadı, birçok konuşması ve etkinliğinin iptal edilmesi pahasına Filistin gösterilerinin en ünlü yüzlerinden birine dönüştü.

Daha önce katıldığı iklim eylemlerinde polis müdahalesiyle karşılaşan Greta, bu sefer hem daha sert polis müdahaleleri ve yasaklarla hem de müesses nizamın, liberallerin kendisini iki yüzlü bir şekilde terk edişiyle karşılaştı. Öncesinde kendisine sahip çıkan liberaller, medya, aydınlar........

© Serbestiyet