Okyanusa Dönen Damla: Dönüşüm ve Bilinç
Kinados'ta başlayan"Ben Kimim" yolculuğunu bitirirken, öğrencilerime zaman zaman anlattığım bir hikâyeyle söze başlamak istiyorum.
Bu hikâye, hem hüzünlü hem de öğretici bir yanı olan yaşam döngüsünü anlatır.
Onlara şöyle derim:
"Doğanın döngüsünde ben sizden yaşlıyım ve bu nedenle sizden önce bu dünyadan ayrılacağım. Belki bir gün cenazemi omuzlarınızda taşıyacak olanlar siz olacaksınız. Ve beni, bir buçuk metre derinliğindeki toprağın koynuna kendi ellerinizle bırakacaksınız. O an herkes ayrılacak, geriye sessizlik kalacak. Zaman akmaya, mevsimler değişmeye devam edecek."
Sonra belki bir öğrencim, belki oğlum, belki de bir akrabam mezarımın başına bir ağaç dikecek. O ağaç büyüyecek. Ben mezarın içinde kimyasal olarak çözüleceğim; hücrelerim, moleküllerim, atomlarım toprağa karışacak. Gün gelecek, ağacın kökleri o derinliğe ulaştığında, benim çözülmüş atomlarım yavaş yavaş ağacın damarlarından yukarı çıkacak.
İlkbahar geldiğinde yapraklar açacak, çiçekler dalları süsleyecek ve sonunda meyveler olgunlaşacak.
Bir gün bir kuş gelip o meyvelerden birini yiyecek. Midesinde bir kimyasal dönüşüm gerçekleşecek.
Belki de o kuş, sizin arkadaşlarınızla oturduğunuz bir parkın üzerinde süzülürken, içindeki bu maddeleri dışkılayarak boşluğa bırakacak. O gün çok şanslısınız. Çünkü kuşun dışkının yolculuğu başınıza çarparak sonlanacak.
Ve düşünün: O küçücük damlacıkların içinde benim çözülmüş atomlarım da olacak.
Yani ben oradayım.
Ve sonra onlara dönüp şunu söylerim:"Benden kurtulamayacaksınız. Çünkü ben, siz neredeyseniz oradayım. Atomlarım, moleküllerim; toprağın, suyun, ağacın, kuşun ve hatta sizin nefesinizin içindeyim."
Bu hikâye bir mizah ya da basit bir duygusallık değil. Bu, doğanın ve bilimin gösterdiği büyük gerçeğin bir yansımasıdır:
Hiçbir şey yok olmaz. Her şey dönüşür.
Bedenimiz, yıldızların kalbinde oluşmuş atomlardan meydana gelir. Ölümle birlikte bu atomlar yeniden toprağa, suya, havaya karışır. Bitkilerin köklerinden yeni yaşamlar yükselir, başka canlılara dönüşür.
Bu hikâyeyi anlattığımda öğrenciler hem gülümser hem de derin bir sessizliğe gömülürler. Çünkü bu döngüyü anlamak, insanın evrendeki yerini kavramak demektir.
Sonunda onlara şunu söylerim:
"Bir gün ben yok olacağım, ama benim atomlarım ve hikâyem doğanın büyük kitabında yaşamaya devam........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon
Constantin Von Hoffmeister
Mark Travers Ph.d