menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

New York´ta üç günlük bir lezzet tufanı

11 0
16.04.2025

New York gibi gastronomiyle nabzı atan bir şehirdeyseniz, mart ayının son haftasında Jacob K. Javits Kongre Merkezi'ne uğramamak büyük kayıp olurdu. Üç gün süren New York Restaurant Show 2025, sadece bir fuar değil, adeta yiyecek-içecek dünyasının bir festivaliydi. Ben de bu deneyimi yerinde yaşama şansı buldum. Açıkçası, hâlâ tadı damağımda.

İlk adımı attığınız anda buranın klasik bir fuar olmadığını anlıyorsunuz. Dört bir yandan gelen kokular, standlarda hummalı bir hazırlık, ustalıkla hazırlanan tabaklar ve ilham verici konuşmalar… Her detay, bu sektörün kalbinin burada attığını hissettiriyor.

En çok dikkatimi çeken şeylerden biri, fuarın ölçeğiydi. 250’nin üzerinde katılımcı firma, sadece ürünlerini sergilemiyor; aynı zamanda hikayelerini anlatıyorlardı. Örneğin, tadımını yaptığınız bir peynir hakkında bilgi alırken, bir yandan üreticisinin köklerinden bahsetmesi, ürünü sadece lezzetli değil anlamlı da kılıyor. Sadece yiyip içmekle de kalmıyorsunuz bu fuarda. Eğitici oturumlar sayesinde restoran sahiplerinin ve şeflerin asıl derdiyle yüzleşiyorsunuz: sürdürülebilirlik, teknoloji, personel yönetimi, yeni nesil tüketici davranışları, yeme-içme sektörü konusundaki sigorta hizmetleri… Özellikle “Why I Cook” sunumunda Tom Colicchio’yu izlerken, işin mutfağında nasıl bir tutku olduğunu yeniden anladım. Şef Maria Loi’nin Yunan mutfağını anlatışı ise hem keyifli hem öğreticiydi.

Ve evet, canlı gösteriler… Melba Wilson’ın Harlem mutfağından örnekler sunarken anlattığı anılar, gösteriyi sadece bir yemek sunumundan çok daha fazlasına dönüştürdü. Kimi zaman seyirciler alkışladı, kimi zaman notlar aldı.

Fuar sadece bugünü değil, geleceği de düşündürüyor insana. Bitki bazlı ürünlerden, dijital sipariş sistemlerine;........

© Şalom