Salyangoz ve sümüklü böcek
Tarihe iz bırakan acı olayların aynı günde yaşanması, bir tesadüf müdür, yoksa zihinlere kazınıp unutulmaması için midir?
6-7 Eylül Olayları (1955) İstanbul’da yaşayan Rum azınlığa karşı gerçekleşen, organize bir toplu saldırıydı. Özellikle Beyoğlu’nda iş yerlerinin talan edilmesi, camların kırılması, çeşitli semtlerde evlere yapılan saldırılar; dost bildiğin komşunun diğerini ihbar etmesi; bazen de tam tersi komşunun Rum aileyi kendi evinde saklayarak can güvenliğini sağlaması…
Ata’mızın Selanik’teki evine saldırı düzenlendiğine dair haberin kasti olarak yayılması sonucu kaos yaşandı. Halk galeyana kapıldı ve felaketler yaşandı. Sonrasında haberin asılsız olduğu ortaya çıktı. İki gün süren saldırıların ardından sarsılan güven duygusu İstanbul’un kozmopolit mozaiğini yerinden oynattı. Tıpkı en köklü ağacın bile fırtınada düşen yaprakları misali… Her yaprak bir göçün başlangıcıdır. Öyle de oldu.
Ara Güler yaşananlarla ilgili bir söyleşide, “Vizörün gördüğü sadece yıkıntılar değildi. Bir şehrin kalbine vurulan kara bir lekeydi. Unutursak yeniden yaşarız (…) Bu şehir o gece yaralandı. Ve hâlâ içimizde bir yerlerde kanıyor” demişti.
Genç neslin büyük bir kısmı olaylardan........
© Şalom
