menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İstanbul´un fethi ile ilgili röportajım…

10 48
30.05.2025

Kulunuz daha ilkokuldayken İstanbul’un fethini öğrenmeye başladı. 10 yaşıma geldiğimde, Fethin 500. yıldönümü idi. Bu münasebetle Rumelihisarı’nda bazı tamiratlar başladı. Surların bir bölümü de gözden geçirildi. Yanlış hatırlamıyorsam, gençler, bir nevi yelkenliyi, sembolik olarak, Tophane’den alarak karadan çekerek Haliç’e indirdi… Yeniçeri kıyafeti giydirilmiş askerler ellerinde kılıç kalkan ile surlara çıkarıldı.

Ortaokul ve lisede fethi daha da detaylı öğrenmeye başladık. Bu meyanda İstanbul’un fethi ile Orta Çağ’ın sona erdiği ve Yeni Çağ’ın başladığı çok önemli tarihi bir olay olarak kabul edildiği anlatıldı.

29 Mayıs bendenize göre kültürel bir gün olarak kabul edilmelidir. O gün bilhassa talebelere fethin yer aldığı tüm mekânları gezdirmek çok çekici bir süreç olabilir1.

Ben değişik bir yol izledim…

Nisan 1453’ten 29 Mayıs 1453’e kadar İstanbul’da bulunan, olayların şahidi bir kişiyle söyleşi yapmak istedim…

En ilginç kişi Venedikli Doktor Nikolo Barbaro2 idi. 29 Mayıs 1453’te şehrimizden kaçtıktan sonra Venedik’e dönebilmişti.

Daha evvel kullandığım yöntemle zaman tünelinden geçerek evine sürpriz bir ziyaret yaptım. Ve konuşmaya başladık:

-Bay Barbaro beni, anî gelişime rağmen, kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. 1451’den 1453’e kadar Konstantinopolis’te yaşadınız. II. Mehmet’in kuşatmasına kadar yaşam nasıldı?

-Yaşam çok sıkıntılıydı. Gıda eksikliği ve dış yardımların azlığı en büyük sorunlardı. Ancak II.Mehmet’in şehri kuşatmaya başlayacağı belli olur olmaz halk büyük bir özveri ile savunma hazırlıklarını yaptı ve bilhassa surları güçlendirmeye yoğunlaştı.

-Kuşatma 5 Nisan 1453’te başladı. Sultan Mehmet’in ordusunu surların karşısında gördüğünüz zaman ne düşündünüz?

-Benim tahminime göre 160 bin kişilik bir ordu adeta her tarafı kaplamıştı. İlk dikkatimi çeken husus Sultanın etrafında bulunan yeniçerilerdi. Sol cenahta bulunan birlikler Hristiyan’dı. Ancak ana gövdeyi Türk unsurlar teşkil ediyordu.

-Çok ilginç! Hristiyan Hristiyan’a karşı çarpışıyordu. Öyle mi?

-Daha ilgincini söyleyeyim. Bizanslılar safında çarpışan ve surların belli kesimini savunmakla görevlendirilen Türkler vardı… Bunlar Osmanlı liderleriyle ihtilafa düşmüş gruplardı. Çeşitli baskılara maruz kalıp İstanbul’a sığınmış kişilerdi. Beyazıt’ın torunu ve bir anlamda II. Mehmet’in tahttaki rakibi........

© Şalom