menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Üç ayaklı kedinin izinde

9 0
01.10.2025

Kedinin dokuz canlı olduğu söylenir. Dört ayaklı ve dokuz canlı. Üç ayaklı olanı ise, anlatılmamış bir dehşetin yankılarını taşır. Üç ayağının üstünde aksak yürüyüşüyle hayatta kalmaya çalışır. Tıpkı kedi gibi biz de kendi etrafımızda dönüyor, kıvrılıyor, kaybolup yeniden ortaya çıkıyoruz. Kimi zaman tökezlesek de zarafetimizi kaybetmeden yeni denge hareketleri deniyoruz. Bu sırada görece daha iyi bir dünya hedefliyoruz. Ama sadece kendimize göre… Bize göre daha iyi olan dünya gerçekten bütün için daha iyi bir dünya mı? İpin ucu burada şaşıyor. Yaşam ve yok oluş birbirine karışıyor.

Sürekli daralan bir şimdiyle karşı karşıya kalan bedenlerimiz, pek çok saate ayak uydurmaya zorlanıyor: kimisi hızlı, kimisi yavaş, kimisi bozuk. Bir sendeleyip bir ileri atıldığımız ikili bir devinim içine hapsolmuş, dengede durabileceğimiz adımı atmaya çabalıyoruz. Dilediğimiz, hayal ettiğimiz dünya, birçok dünyayı içinde barındıran bir dünya. Ancak bu dünyanın ruhsal hastalıkları, ete kemiğe bürünerek haberlere konu oluyor. Bilincimiz raydaki trenler gibi hayatlarımızın içinden geçip gidiyor. Doğanın ve dünyanın devam etme direnci, bizi ayakta tutan tek şey gibi.

Yapay güneşler, nükleer güçler ve giderek hızlanan yıkımlar tüm ufukları paramparça ediyor. Bu kaosun içinde, esenlik kültürleri de birer distopyaya dönüşüyor. Günümüz küresel ‘wellness kültürü’nün etkisiyle pazarlanan yaşam tarzları, kadim ruhani geleneklerin nasıl ticarileştiğini sorgulamamıza neden oluyor. Yoga ve meditasyon gibi derin pratikler, pazarda birer ürün haline geliyor. Kendi lisanını geliştirmiş kambur balinalar bile, hiper salinite sorunuyla tehdit altında. İnsan evladı, kuraklığa karşı içilebilir su elde etmek üzere deniz suyunu tuzundan arındırdıkça, denizdeki tuz seviyesi artıyor ve deniz canlıları ölüyor. Yaptığımız her hareket, bir tarafı kurtarır gibi görünürken bir başka yıkımı tetikliyor.

Kayıp hafıza, bulunan malzemeler

Yıkımın ardından toplumsal hafıza silindikçe........

© Şalom