menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ruhun kara kutusu

8 0
30.04.2025

Kimi okursam okuyayım sonunda ona dönüyorum. Takıntı yaptığım sevgilim gibi. Ve ne okursam okuyayım mutlaka çok daha önce yazılmış bir benzerlik buluyorum. En sevdiğim yazarların başında geliyor Dostoyevski. Bence aynı zamanda bir dahi. Ruhun kaşifi. Yol haritam ve olmazsa olmazım. Kara kutum.

Şalom’da bu hafta Dostoyevski’ye dair düşündüğüm ve bildiğim her şeyi kayda geçirmek istedim.

Psikoloji dünyası; onun, insan ruhunun en derinine inebilen büyük bir deha olduğu konusunda hem fikir.

Dostoyevski’nin tasvirleri değil, ızdırabı ve hazzı çok derin yansır.

Kırılgan, kendi dehşetiyle yüzleşebilmiş bir deha! Kusurlarını kucaklamak, kendi ızdırabıyla yüzleşmek! Bu cesareti romanlarında karakterleriyle kavga ederek yapmak!.

Kendi aptallığını Prens Mişkin’e yüklerken, öfkesini Raskolnikov’da sağıltmak.

Vicdanını ise şüpheciliğiyle komiser üzerinden sağlamak…

Ayrılmayı da, kavuşmayı da, öldürmeyi de romanlarında tamamladı. Derinlik korkusu, ona hayatın başında vurgun yedirdi. Ölüm korkusunu aştıktan sonra o derinliklere kendisi bizzat indi…

Balzac ve Dickens’tan çok etkilendi. Tolstoy ile rekabet etti. Her ne kadar birbirlerine, ortak tanıdıkları aracılığıyla selam gönderseler de aslında birbirlerini hiç sevmediler.

Biri Platoncu öteki Aristocu bulunurdu.

Tolstoy, epik yani destansı Homeros’a benzetilirdi. Dostoyevski ise çok sesli bulunur, dram yazarı Shakespeare’e benzetilirdi.

“Ve çok geçten daha kötüsü yoktur hayatta” diyen Sabahattin Ali gibi haksızlıklar yakasını hiç bırakmadı.

Psikolojik derinliği benzersiz bulunurdu ama o yaşadıklarına bakabilmişliğin büyük bir hasarıydı. Zindanda dura dura kendi içindeki zindana ulaştı.

Bu yüzden Stefan Zweig psikologların psikoloğudur, dedi Dostoyevski için.

Mesela Tolstoy bir sosyolog gibi uzaktan bakardı. Acıya da, topluma da... Trajediyi zamanın içinden geçirir ancak acı çeken bir ruha Dostoyevski kadar derinden bakmaya cesaret edemezdi. Fakat toplumu çok iyi analiz ederdi, romanlarında. İnsanı doğuştan günahsız sayardı.

Dostoyevski hiçbir zaman bununla yetinmedi. İnsan ruhunda gizlenen tüm kötülüğü ortaya sererdi. Okuru........

© Şalom