menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Zararın Teşhisi: Faydayı Örten Fırtına

10 0
26.11.2025

İŞARETLERİN İZİNDE - EMİRDAĞ’DAN KELİME KELİME BİR YOLCULUK (05)

“…o geniş ve karışık fırtınalı hakikatin kısaca zararlarını beyân eyle.”

Emirdağ Lâhikası-I Sayfa: 56 - 58[1]

Bir önceki bölümde, kalbin kapısına vuran o mânevî mührün (Mânen kalbime kaç defa ihtâr edildi), o ısrarlı fısıltının yankısını bırakmıştık. O fısıltı, şimdi bir hükme dönüşüyor; ilhâmî bir teşhisin ardından gelen ve gecikmeye tahammülü olmayan bir reçeteye... Evet, teşhis konulmuştur: Kalbin vaktini ve vaktin bereketini kemiren sinsi bir maraz vardır. Fakat reçete, hastalığın seyrini uzun uzadıya anlatmaz. O, bir hekimin soğukkanlılığıyla, panzehiri işaret edercesine tek bir şeyi emreder: “Zararlarını beyân et!” Bu, bir nasihatten öte, bir kurtuluş önceliğidir; mânevî bir triyajdır (bir âciliyet ve öncelik belirlemedir). Alevler içindeki bir evde duvarların rengi konuşulmaz; ateşin dili ve kaçış yolunun sükûneti konuşulur. Zira fırtına, evvelâ pusulayı vurur; pusula şaşınca en doğru söz bile yanlış zamanda söylenir. Muazzez Üstadımız da talebelerinin ruhunu saran bu âfâkî hadiseler yangınında, eline kalemi alır ve tehlikenin—dolayısıyla kurtuluşun—haritasını çizer.

1. "HAKİKATİN" ÜÇ VASFI: TEŞHİSİN DERİNLİĞİ

Geniş ve karışık fırtınalı hakikat” ifadesi, üç ayrı hakikati değil, tek bir hakikatin üç tehlikeli yüzünü tarif eder. Bu hakikat, dünya siyâseti ve insanın fıtrî merakının girdabıdır. Üstad Hazretleri, bu girdabın câzibesini ve tehlikesini üç kelimeyle özetler:

Bu üç yüz, neden “zararları beyân”ı öne........

© Risale Haber