Bilim, Akıl ve Vicdan: Sandalyeden Yaratıcıya Felsefi Bir Yolculuk–40
"Benzersizliğin Bilimle Dansı: İnsanlığın Her Bir Parçasındaki Sırlar"
Oda, önceki sohbetin bıraktığı yankılarla doluydu. Herkesin zihninde aynı soru çınlıyordu; bilimin ışığında, varlığın sırlarını çözmeye bir adım daha yaklaşmak mümkün müydü? Beklentinin ince dokunuşuyla şekillenen bir sessizlik, adeta zamanın akışını durdurmuştu. Sözler geride kalmış, şimdi hakikatin sesine kulak verme vaktiydi.
İnançlı Kişi’nin son sözleriyle derin bir bekleyiş başlamıştı. Sorular sorulmuş, cevaplar ise bilimin soğuk ama net gerçeklerine havale edilmişti. "İnsanların ve varlıkların birbirinden farklı olduğu, hatta parmak izlerimizin bile benzersiz olduğu ifade ediliyor. Bu gerçekten doğru mu?" ve "Bu benzersizlik ne anlama geliyor ve yaratılışın sürekliliği açısından nasıl bir açıklama sunuyor?" soruları, zihinlerde dönüp duruyordu. Ateist’in meraklı bakışları, Deist’in sorgulayan duruşu ve Agnostik’in düşünceli hâli, bu bilimsel yüzleşmenin sonucunu bekliyordu.
Bu kez, tüm dikkatler, açıklığa kavuşturulmayı bekleyen bilimsel gerçekleri taşıyan BİLİM figüründeydi. Gözlüklerini düzelterek sakin ama güçlü bir ses tonuyla söze başladı:
BİLİM: Sorduğunuz soru kesinlikle doğru bir noktaya temas ediyor. Evet, siz insanlar gerçekten eşsizsiniz ve bu eşsizliğinizi bilimsel olarak ispatlayabiliriz. Ama önce, fiziksel benzersizlik üzerinden başlayalım isterseniz.
Deist, hafifçe kuşkucu ama meraklı bir tonla araya girdi:
Deist: İşte tam da bu noktada biraz şüphem var. İnsanların tamamen benzersiz olduğu iddiası biraz abartılı gelmiyor mu size de? Milyarlarca insan arasında mutlak bir benzersizlik nasıl mümkün olabilir?
BİLİM, Deist’in şüphesini anladığını belirten bir ifadeyle başını salladı, hafifçe gülümsedi ve güven verici bir sesle yanıtladı:
BİLİM: Aslında bu abartılı değil. Ama sizi anlıyorum. “Abartılı” gibi görünmesi doğal, çünkü ölçek inanılmaz derecede büyük ve bu mucizevi bir şey. Ancak bilimsel veriler, bu benzersizliğin hiç de abartılı olmadığını, aksine somut kanıtlarla desteklendiğini gösteriyor. İşte bilimin sunduğu bazı kanıtlar, adeta doğanın parmak izleri:
Odada bulunanlar, dikkatlerini biraz daha yoğunlaştırdı. Sessizlik, düşünceyle yoğunlaşmış bir merakın sessiz yankılarına karışmıştı. BİLİM, tane tane anlatmaya başladı:
BİLİM: Siz insanlar, fiziksel ve biyolojik yapınızla gerçekten eşsizsiniz. Her bireyde, bu benzersizliği ispatlayan çeşitli bilimsel kanıtlar var. Bunlardan bazıları şöyle:
Ateist hafif bir alaycı gülümsemeyle söze girdi:
Ateist: Peki ya genetik? İkizler bile neredeyse birbirinin aynısı değil mi?
BİLİM başıyla nazikçe itiraz etti:
BİLİM: İşte tam da burada küçük ama kritik bir ayrıntı var. İnsan Genomu Projesi'nin[1] ortaya koyduğu üzere, tek yumurta ikizleri dahi epigenetik faktörler nedeniyle küçük ama belirgin farklılıklara sahiptir. Hiçbir bireyin DNA dizilimi tamamen aynı değildir. Parmak izleri gibi belirleyici özellikler zaten doğumdan önce şekillenir ve her insanda eşsizdir.
Ateist, bu noktada düşünceli bir şekilde başını salladı. Genetik bilimine olan aşinalığı yüzünden okunuyordu. Deist heyecanla atıldı:
Deist: Parmak izlerinin eşsiz olduğunu hep duyarız ama bunun bilimsel dayanağı nedir gerçekten?
BİLİM tebessüm ederek yanıtladı:
BİLİM: Jain, Prabhakar ve Hong gibi bilim insanlarının yaptığı araştırmalara göre, parmak izleri fetal gelişim sırasında, fetüsün hareketleri, rahim duvarına temas ve amniyotik........
© Risale Haber
