Gözümüzün Hükmünü Aklımızın Hükmü Hâline Getirmek
Yüksek seviyede akademisyen de olsa, bir insan cahili olduğu konularda konuşunca, maskara olduğu gibi madara da olabiliyor. Özellikle, kendi dininden, imanından tahkiki şekilde haberdar olamamış; sonuçta "dâül cehil ile baş ağrısı" hastalığına tutulmuş biri, felsefenin insaniyâtı sadece erteleyen mutantan izahları karşısında, kendini hepten kaybedebiliyor. Bazıları da Batı'nın açıklarını, madrabazlıklarını, seyyielerini bunlar "mehasin-i medeniyet-i kesiresiyle muhat oldukları için" göremiyor ve "Mehlika Sultan'a Âşık Yedi Genç" gibi, cellatlarına âşık oluyorlar.
Epey oluyor, bunlardan "Batı'ya iman ettim." mealinde konuşan birini dinlemiştim. "Biz yağmuru meleklerin yağdırdığını öğrenmiştik. Sonradan öğreniyoruz ki su, denizden buharlaşıyor, buluta dönüyor, sonra da buluttan yağmur şeklinde aşağı iniyor. Normal bir doğa olayı. Bunun meleklerle ne ilgisi var." cümleleri ile de cehaletini ilan ediyordu.
Üstad, "Avam, gözüyle taakkul eder." diyor ya. İşte, insan ne kadar tahsil yaparsa yapsın, yabancısı olduğu konularda avam kaldığını bu açıklamalardan anlıyoruz. Arkadaş, gördüğü neyse, gördüğünü esas alıyor. Aklının işini göze yüklüyor. Gördüğünün peşine düşüyor, zahirin arkasındaki manaya, ele, kudrete nazar etmiyor, edemiyor. Neticede gözün hükmünü aklın hükmünü hâline getirip "Bak, su buharlaşıyor, bulut oluyor, bulut da katre şeklinde........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d