menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Verilen ile alınan arasında

9 0
15.11.2025

Bismillah

Hayata, verilen nazarla bakıyorum bu günlerde.

Bu düşünce bana şunu fark ettirdi:

Hususi dünyamda hayat kavramı, alabildiklerimiz üzerinden değerlendirdiğim bir keyfiyet oluşturmuş düşüncelerimde.

Hayat, almaklar doğrultusundan yeşeren bir ağacı besleyen içsel bir akış gibi... Daima daha büyümeye elveriş hissettiren akıcı bir mana da olabilir. Cesedin büyümesi gibi.

Lakin bu büyümenin ve akışın tersi olan küçülmeler çıktıkça hayatın vericilik tarafının olduğunu farkediyorum.

Almaya bu kadar arzulu iken, vermeyi nasıl kabulleneceğimi öğrenmek istiyorum.

Bu sebeble evvela kabul etmek hangi aşamalarda alıcı ve verici olur bunu gözlemlemek lazım.

Gözlem için araçlarımız nelerdir diye hususi dünyamızın tetkik etmeye başlıyorum.

Hazır mısın...?

O halde başlıyoruz.

Hayatımın bir görünen ve bir de görünmeyen yönlerini isimlendirmem gerekli ta ki ikisi arasında geçişler rahat olsun. Birine suret diğerinede sima dersem; suret olarak bir hareket, simasında da hararet gözlemleyebilirim.

Hareket ve hararet birbirine alıcı ve verici hükmünde farz edelim.

Fen dürbünü ile akıl aletini kullanarak görmeye başlayalım. Evet fen der; maddede bulunan atom ve moleküller titreşim, dönme veya yer değiştirme hareketleri yapması ile parçacıkların sıcaklıkları hissedilir.

Risale-i Nurdan bir mehaz ile destekleyelim.

“Çünki hareket harareti, hararet kuvveti, kuvvet cazibeyi zahiren tevlid eder gibi bir âdet-i İlahiye, bir kanun-u Rabbanîdir.” Sözler-Risale-i Nur

Bu mehaz ile madde, hayatın alış verişinde bir vasıta olarak fark edilmeli. Hayatı var eden kudretin yerine, maddeye isnad edilen sahte bir kabiliyet vehmedilmemelidir.

Şöyle bir misalle pekiştirelim; Hayatıma ait vücudumun en belirgin kodları DNA ve RNA’dan bahsedelim.

Vücuttaki her yapı kas, enzim, hormon, saç, tırnak, deri, hatta bağışıklık hücreleri proteinden oluşur.

Hücreler sürekli yaşlanır, bozulur, ölür. Her gün milyonlarca hücre yenilenir. Bu yenilenme yeni proteinlerin üretilmesiyle mümkündür. Enzimler, yani hücredeki her kimyasal reaksiyonu yöneten moleküller, proteindir. Hayata ait işlemler, proteinlerin aracılığıyla yürür.

Hormonlar, protein yapılıdır. Protein sentezi, maddi hayat icin ehemmiyetlidir. Çünkü hücrelerin onarımı, enerji üretimi iletişim icin lazımdır. Hücrenin yaşamını sürdürebilmesi için temel faaliyet olmakla, hayatın kudretle sürekli yenilendiğinin açık bir delilidir.

Bu da isbat eder ki, Hayat tek seferlik verilen bir enerji değildir; her an yeniden yaratılan bir faaliyettir.

Protein sentezi, hücrenin var olan düzeni içinde işler. Düzeni başlatan, sürdüren, DNA onarımı, enerji üretimi, hücre içi haberleşme gibi mekanizmalar olmadan protein sentezi tek başına anlam kazanmaz.

Yani protein sentezi, hayatın maddî bir sahnesidir, ama hayatın kendisi değil.

Gelin cesedimize dışarıdan bir izleyici olalım;

Sahnedeki oyuncularımız (proteinler) hareket eder, konuşur; onları yönlendiren bir senaryo bu da DNA ve yönetmen hayat ...

Bu cihetle protein sentezini sadece maddî olarak almak, sahnedeki hareketi hayat sanmak gibidir.

Hayat, yalnız madde ile izah edilemez.

Protein sentezi “hayatın bir işlemi”dir ama “hayatın ruhu” değildir.

Protein sentezi o tecellinin maddeye dokunduğu noktadır.

Hayat latif dir, onu sadece “maddî suret”le anlamaya kalkmak, ruhunu gölgede bırakır.

Hücrelerde görünen bu faaliyetler, kudret, ilim ve iradenin maddî bir tezahürüdür.

Madde, hayatın bizzat kendisi değil; hayatın görünmesine zemin hazırlayan bir suret...

Hayatın sureti ise hücrede protein sentezi, enerji akışı (ATP), DNA-RNA etkileşimi, madde alışverişi gibi faaliyetlerde görünür.

Hayatın simâsı da o düzenli hareketlerin oluşturduğu nizam ve mana yüzüdür.

Tıpkı bir insanın yüzündeki çizgiler gibi: kaslar, kemikler maddeyi verir; ama o yüzden yansıyan ifade, simadır.

Fen nazarıyla bakıldığında, hayatın siması, canlı sistemlerdeki düzen, süreklilik ve bilgi akışıdır.

Hücrenin içindeki o mükemmel uyum ve koordinasyon, hayatın simasını gösteren bir aynadır.

Bu uyumun manasını, Risale-i Nur’un On Dördüncü........

© Risale Haber