Nitelikli Kamusal Eğitimle Geleceğe Hazırlanırız
Geleceğin ekonomisi, sadece ne kadar ürettiğinizle değil, nasıl ürettiğinizle de şekillenecek. Ve bu “nasıl” sorusunun yanıtı, çocukların bugün aldığı eğitimin niteliğinde ve erişilebilirliğinde olduğu kadar okulun çok yönlü bir öğrenme deneyimi sunmasında da saklı.
- MENEKŞE TOKYAY
- 13 Haziran 2025
Dünya, iklim kriziyle mücadele ve kaynak verimliliğini artırma hedefleri doğrultusunda, yeşil dönüşüm ekseninde hızla yeniden yapılanıyor.
Avrupa Birliği’nin (AB) “Yeşil Mutabakat” (Green Deal) girişimi kapsamında önümüzdeki on yıllarda sanayiden tarıma, ulaşımdan inşaat sektörüne kadar her alanda çevreye duyarlı dönüşümler öngörülüyor.
Bu dönüşüm sadece ekolojik değil, aynı zamanda ekonomik bir devrim. Bir yönüyle de istihdamı ve eğitimi etkiliyor.
Ama hangi istihdamı ve hangi eğitimi? Çocukların erken yaşta çıraklığa yönlendirilmesi ve eğitim hakkının dahi sınıfsallaştırılması mı, çağın istihdam gereksinimlerine uygun olarak nitelikli kamusal eğitimin dönüştürülmesi mi?
OECD’nin 2023 tarihli “Green Skills and Jobs” (Yeşil Beceriler ve İşler) raporu, yeşil becerilere sahip iş gücünün ülkelerin küresel rekabetçilik endekslerini doğrudan etkilediğini ortaya koyuyor.
Bu bağlamda yeşil dönüşüm, eğitim sistemleri için de büyük bir sınav. Zira dönüşen iş modelleri yalnızca yeni beceriler değil, aynı zamanda yeni bir zihniyet -eleştirel düşünme, sürdürülebilirlik bilinci ve yaratıcı problem çözme yetileri- gerektiriyor.
Almanya ve Hollanda gibi ülkeler, mesleki eğitim sistemlerini yeşil becerilerle uyumlu hale getirirken, Türkiye hâlâ çocukları karbon yoğun üretim alanlarında “ara eleman” olarak konumlandırma peşinde. Bu yaklaşım, hem bireysel geleceği hem de ülkenin yeşil ekonomideki yerini tehdit ederken, küresel eğilimleri ne oranda takip ettiğimizi de gözler önüne seriyor.
Günümüz ekonomilerinde uzmanlık gerektiren becerilere olan talep, bu becerilere sahip nitelikli bireylerin arzını çoğu zaman aşıyor. Dijital dönüşüm, yapay zekâ, yeşil teknolojiler gibi alanlarda yaşanan baş döndürücü gelişmeler, yalnızca piyasa dengelerini değil, eğitim anlayışlarını da kökten sarsıyor.
Tıpkı Polonyalı sosyolog Zygmunt Bauman’ın tarif ettiği gibi, “akışkan modernite” çağında yaşıyor gibiyiz. Bilgiler hızla bayatlıyor; meslekler şekil değiştiriyor; taşınabilirlik, anındalık, yenilik ve sonu gelmeyen bir gelişim ve değişim değer kazanıyor. Bu çağda sabit kalan tek şey, sürekli dönüşümün ta kendisi. “Bu dünyada bir iş görmek için kişinin, dünyanın nasıl çalıştığını bilmesi gerekir” der Bauman.
Bunun için gelişmiş Batılı ülkelerde erişilebilir eğitim biçimlerinde bir dönüşüm süreci başladı ve bunun için de artık “çıraklık” eğitiminin alanı genişletiliyor. Bu da iş dünyasına ihtiyaç duydukları becerilere sahip çalışanlara direkt erişim imkânı verirken, rekabetçi kalmaları ve çalışanların da sadakatini korumaları gibi sonuçlar doğuruyor.
Çıraklıkta Küresel Vizyon
OECD ve Avrupa Mesleki Eğitim Geliştirme Merkezi CEDEFOP’un birkaç ay önce düzenlediği “Çıraklık için Yeni Alanlar” başlıklı sempozyumda da bu mesele masaya yatırıldı ve eğitim ile istihdam arasındaki bağ güçlendirilmeden ekonomik dönüşümün mümkün olmadığı bir kez daha anımsatıldı.
OECD’nin bahsettiği “çıraklık”, kesinlikle bu değil. OECD’nin çizdiği çerçevede çıraklık, geleneksel anlamının ötesine geçerek yüksek kaliteli eğitimle iş sektörüne entegre edilmiş, gençlere ve yetişkinlere hem yaşam boyu öğrenme imkânı sunan hem de yüksek kazançlı, nitelikli işler sağlayan bir model.
Örneğin ABD’de Çalışma Bakanlığı eliyle yürütülen American Apprenticeship Initiative (Amerikan Çıraklık Girişimi) programı var. Bu program ile, yüksek büyüme potansiyeli olan iş kolları ve endüstrilerde çırak sayısının artırılması hedefleniyor. Bu girişim sayesinde çıraklığa başlamadan önceki yıl ile çıraklık programının tamamlandığı yıl arasındaki dönemde katılımcıların maaşlarında ortalama yüzde 50’ye varan artışlar tespit ediliyor. Kadınlar ise erkeklere kıyasla bu programlardan daha fazla kazanç elde ediyor.
Amerikan Çıraklık Girişimi’nin düzenli raporlarına göre, sağlık sektörü ve bilişim teknolojileri gibi yüksek büyüme oranlarına sahip endüstrilerde çıraklığını tamamlayan kişilerin ücretlerinde de büyük........
© Perspektif
