Sudan: “Görülmeyen” Savaşın Pençesinde
- ADNAN BOYNUKARA
- 15 Nisan 2025
Sudan’da 15 Nisan 2023’te başlayan iç savaşın nedenlerine ilişkin sahici bir analiz ve değerlendirme yapılmadığı için sahici bir çözüm girişimi de ortaya çıkmadı. Savaş nedeniyle halkın çok büyük bir kısmı göç etmek zorunda kaldı, ülkenin altyapısı yok oldu, devlet mekanizması çöktü. Bugüne kadar 250 binden fazla insanın hayatını kaybettiği konuşuluyor. Ancak bu çatışmayı, Batı medyasının popülerleştirdiği gibi “iki generalin iktidar mücadelesi” olarak okumak doğru değil. Bunu aşan bir özelliğe sahip olduğunu görmekte yarar var.
Sudan’daki iç savaş, neredeyse Sudanlıların acılarıyla baş başa kaldığı ve hem dünya hem de Müslüman halklar tarafından görülmeyen veya ‘unutulmuş’ bir savaş gibi devam ediyor. O kadar unutulmuş ki, savaşın ortaya çıkardığı yıkım ve insani dram dahi konuşulmuyor. Savaşan taraflar arasında, zaman zaman ortaya çıkan taktik ‘başarılar’ üzerinden konu gündeme geliyor ve gündemden çıkıyor. Mazlum halkın, sivillerin durumu ve yaşadıkları çok az insanın gündeminde. Savaşı ortaya çıkaran nedenleri, meydana gelen yıkımı ve insani dramı konuşmaktan özenle kaçınanlar, tarafların taktik adımları sonucu ortaya çıkan sahici olmayan pozisyon değişimlerinden mutlu olabiliyorlar. Bu acınacak bir tablo.
Savaşın Oluşturduğu Yıkım
Sudan’da devam eden savaşın nedenlerine ilişkin sahici bir analiz ve değerlendirme yapılmadığı için sahici bir çözüm girişimi de ortaya çıkmadı. Halkın çok büyük bir kısmı göç etmek zorunda kaldı, ülkenin altyapısı yok oldu, devlet mekanizması çöktü. Bugüne kadar 250 binden fazla insanın hayatını kaybettiği konuşuluyor. Birleşmiş Milletler (BM), yaşananları, dünyanın en büyük insani krizi olarak tanımlıyor. BM Dünya Gıda Programı’nın (WFP) Sudan’daki acil durum yöneticisi Michael Dunford, “Gözümüzün önünde bir facia yaşanıyor ve korkarım ki daha da kötüye gidecek” diyor. WFP’ye göre, ülkede yaklaşık 25,6 milyon kişinin “akut açlık” yaşadığı ve bu sayının giderek arttığı vurgulanıyor. Ülke içinde ve dışında içme suyuna ulaşım imkânı dahi yok.
20 milyonu aşkın insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığına ilişkin değerlendirmeler var. 4 milyonu aşkın insan komşu ülkelere göç etmiş durumda. Özellikle Çad, Güney Sudan, Etiyopya, Libya, Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelere giden Sudanlılar asgari yaşam koşullarından yoksun bir hayat sürdürmek zorundalar. Ülke içinde sağlık hizmeti durmuş durumda. Ortaya çıkan yıkımın yanı sıra ülkede yaşayan kimi kesimler, etnik kökenleri nedeniyle hedefe konuluyor. BM kaynakları, kimyasal silah kullanımından bahsediyor. UNHCR raporlarına göre, yaklaşık 25 milyon kişinin, yani ülke nüfusunun yarısından fazlasının insani yardım ve korumaya ihtiyaç duyduğu ifade ediliyor. Savaşın oluşturduğu yıkım o denli ağır ki bölge ülkelerini dahi etkilemeye başladı. Özellikle Çad ve Güney Sudan’ın durumu kritik.
Sudan: Askerî Darbeler ve İç Savaşlar
Sudan’ın yakın tarihi dikkate alındığında ve ülkeyi iki kelimeyle izah etmek gerekirse, ‘iç savaşlar’ ve ‘askerî darbeler’ ülkesi demek yanlış olmaz. Çünkü 1956 yılındaki bağımsızlıktan bu yana 22’ye yakın askerî darbe yaşanmış. Bunların birçoğu iç içe geçmiş darbeler. Üç yılda bir askerî darbenin yaşandığı bir ülkeden bahsediyoruz. Buna rağmen Sudan’daki askerî darbeler, dört ayrı kategoride değerlendiriliyor. 1969 Albay Cafer Numeyri liderliğindeki darbe, 1989 Ömer el Beşir liderliğindeki darbe, 2019 darbesi ve Ekim 2021 darbesi. Askerî darbelerin neden olduğu sonuçları en iyi anlayacak ülkelerden birisi de........
© Perspektif
