menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Okumalar, değinmeler

16 0
17.05.2025

Geçen haftaki yazının bitiminde bir soru vardı: “Orhan Kemal’in yoksulluğa bakışını Tuğcu’nunkinden kalın çizgilerle ayıran şey ne?” (Nurdan Gürbilek, Sessizin Payı, Metis)

Biraz daha açayım: “Büyük şehrin yoksul çocuklarının tek anlatıcısı Kemalettin Tuğcu değildi. Aynı yıllarda Orhan Kemal de yazıyordu. (…) bir çok kişi Tuğcu’yla Orhan Kemal’i aynı yaşlarda okumuştur. (…) Orhan Kemal’in yoksulluğa bakışını Tuğcu’nunkinden kalın çizgilerle ayıran şey ne?”

Cevaba bakalım:

“İnsanların köyden Çukurova’ya, Anadolu’dan İstanbul’a doğru yer değiştirdiği bir büyük toplumsal dönüşümün yazarıydı Orhan Kemal. Kapitalizm denen büyük dönüşümün insanların iç dünyalarında yarattığı şiddetli depremin, imrendirme ve utandırma stratejilerinin gerçekçi anlatıcısı.

[1960’ların başlarında Fatih Camii’nin Malta çıkışı tarafında amele kahvesi vardı. Asmalarla gölgelenmiş bir kahveydi. Çocuk çetesi olarak dolaşırken iş bekleyen adamlar görürdük. Kasketli, pantolonlarının kalçaları bol ve geniş, paçaları dizinden ayak bileğine kadar daracık inen, –çocuk algısıyla– giysileri şehirli giysilerinden farklı adamlar. Potur diyorlar galiba o pantolonlara.]

(…) Tuğcu’nun imrenme nedir bilmeyen ‘büsbütün başka’ çocuklarının yerini Orhan Kemal’de büsbütün başka olabilmek için macera romanlarına, kovboy filmlerine, gangster hikâyelerine sığınan çocuklar almıştır.”

[Bizim mahalleden söz ediyor.]

(…) Tuğcu çocuğu kaderin kendisini bambaşka biri yapacağına inanır; Orhan Kemal’inki kaderi yenebilmek için bambaşka biri olmayı ister. (…) Orhan Kemal genç okurunu, acının bu dünyada ödül getireceği fikrine alıştırdığı için değil, sonu hüsranla bitse de bir kaçış planına yer verdiği için yakalar.”

(…)Tuğcu çocuğu leke tutmaz bir fazilet malzemesinden yapılmışsa, Orhan Kemal’inki mahalleden yapılmıştır. (…) Tuğcu’nun efendi çocuklarının yerini Orhan Kemal de içlerinde bıçak gibi bir........

© P24