Hafıza müzesi: Karşıyaka Mezarlığı... 20’inci yüzyıl çocukları, kendi portresini çizen...
HÜZNÜN BAŞKENTİ
Hikmet Çiçek’i defnetmeye giderken, yolda Hakan Yurdakuler’in mezarını gördüm.
Hakan Yurdakuler, 23 yaşındaydı, Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisiydi. 8 Nisan 1976’da pusuya düşürülerek öldürüldü.
Başucundaki mezar taşında “Bu güzel topraklar ve bu güzel halk için neler verilmez ki” yazılı.
Kabrine mermerden bir Türkiye haritası eşlik ediyor…
Ankara/Karşıyaka Mezarlığı’nın her köşesinde devrimcilerin mezarı var; Deniz Gezmiş’ten Mahir Çayan’a kadar…
Hüznün başkenti…
Devrimci hafızanın merkezi bir mezarlık
Karşı-yaka…
Yaşamının 22 yılını hapiste geçirmiş 68 Kuşağı'ndan Hikmet Çiçek’in naaşı gelip, defin hazırlıkları sürerken, bir mezar taşına oturdum, düşünceye daldım:
Az ileride Hakan Yurdakuler’in kabri ve burada Hikmet Çiçek’in mezarı... Dağın ardındaki hayata inanıp, ona ulaşan zorlu yol’dan geri kalmamış; unutulan-umursanmayan halkına sevdalı, tutkulu iki devrimci…
Vasatın-klişelerin mirasyedisi değiller. Zamana yenilmemiş, otoriteye boyun eğmemiş eski topraktaki yeni filizler…
20'nci yüzyıl çocukları, kendi portresini çizen…
Mezar taşında otururken zihinsel anılar canlanıyor kafamda…
Aklıma bir isim düştü:
HATA HAKİKATE HİZMET EDER
Hikmet Çiçek ve arkadaşları gençlik dönemlerinde yanlış hayatı mı seçti?
Burada sözü Walter Benjamin’e bırakacağım. “Deneyim” konusuna çok ilgi duydu, makaleler yazdı:
- Gençliğimizdeki........
© OdaTV
