Cezalar artıyor, trafik çözülmüyor... Keşmekeşin asıl sorumlusu
Trafik cezalarına rekor artışlar gelecekmiş. Yeni bir şeymiş gibi “rekor cezalar kapıda” haberleri ikide bir çerez oluyor medyaya. Medya her nedense bundan keyif alır gibi. “Cep yakacakmış!”. Ceplerimiz sürekli yanıyor, bir daha bir daha yanıyor. Medya halktaki yoğun şikayetleriyse pek az yansıtıyor. İktidar ve muhalefet medyası cezalara alkış tutmakta anlaşmış gibi. Hesapta, trafikteki bu büyük keşmekeş azalacak, kaza ve ölüm sayıları düşecek, yol kavgaları sona erecek! Öyle mi oluyor peki? Nesnel olarak bakıp inceleyelim.
Bu arada belirteyim, konunun uzmanı sayılırım. Çocukluktan beri yaşamının büyük kısmı yollarda geçen bir sürücü olmak bir yana, psikiyatri uzmanı kimliğiyle geçmişte uzun süre profesyonel sürücü psikoteknik testlerinde danışman olarak çalıştım. Bu konudaki yayınları da izlerim. Konu üstüne epeyce yazmışımdır.
1- Cezalar her alanda topluma ve bireylere iyi gelir. Cezaların makul ölçülerde artırılması kötü değil iyi bir şeydir. Çünkü bilimsel psikolojik ekoller olan bilişsel ve davranışsal yaklaşıma, ayrıca “Sosyal Öğrenme Kuramı”na göre ödüller ve cezalar eğitimin en önemli parçasıdır. Toplumu iyileştirecek eğitim bazı doğruları ailede, okulda vb. öğretmek değildir yalnızca. Bunu benimsetmenin ve pekiştirmenin en iyi, en pratik yolu ödül ve cazadır.
Yalnız ödülün ve cezanın temel ilkeler doğrultusunda, mantıklı, akılcı, hukuki, adaletli, eşitlikçi olması; yeni haksızlıklar içermemesi gerekir. Yoksa ödül de ceza da tam tersi etkiler yaratır.
2- Türkiye’de trafik cezalarının sürekli “rekor” düzeyde artması trafikte bir iyileşme getirmiyor. Yalnızca büyük sorunun daha da kötüleşmesini önlüyor belki. Trafik keşmekeşinde, saygısızlıkta, trafik kavgalarında belirgin bir azalma yok, artma bile var. Gelin bir de trafikte ölüm sayılarına bakalım.
2015: 7.530, 2016: 7.300, 2017: 7.427, 2018: 6.675, 2019: 5.473, 2020: 4.866, 2021: 5.362, 2022: 5.229, 2023: 6.548, 2024: 6.352 … 2025 (tahmini): 6000 – 6500 …
2023 Ramazan Bayramı (9 gün) Ölü Sayısı: 75
2024 Kurban Bayramı (9 gün) Ölü Sayısı: 72
2025 Ramazan Bayramı (5 gün) Ölü Sayısı: 74
Sonuç olarak rakamlarda pandemi dönemindeki bir ölçüde düşüş dışında ne yazık ki önemsenebilir bir azalma yok. Araç sayısı arttı, oransal olarak küçük bir düşme var denebilir ama, otoyol sayısı da arttı ve bunun getirdiği bir iyileşme görülmüyor.
Demek ki ceza politikasında, uygulamasında yanlış bir şeyler var.
3- Ceza politikasında, uygulamalarında yanlış şeylerin en başında dinamik, hareketli trafik denetimi yerine statik, durağan denetimin yeğlenmesi gelir. Yani denetim ekipleri bir yerde ‘pusuya” yatar, gelenin geçenin süratini ölçer. Cezaların ciddi çoğunluğunun hız sınırı aşımından kaynaklanan radar cezası olması bu yüzdendir. Onların da çoğunluğu hız limitini yüzde 10-15 aşma “suçları”dır.
İdarecilerimiz hareketli denetimin fazla tercih edilmemesine gerekçe olarak birçok neden ileri sürebilir. Kanıtlamanın daha zor olması, daha kolay itiraz edilebilmesi, suistimale açık kapı bırakması vb.
Ancak hareketsiz, pusu esasına dayalı denetimde, genellikle kurallara uyup ara sıra kural dışına çıkan sürücülerle sürekli kural ihlali yapan sürücüler arasındaki ayrım azalır. Oysa bütün yayınlar gösteriyor ki kazaların büyük çoğunluğu çok sık ihlal yapan trafik “canavarları – psikopatlarınca” yapılmaktadır.
Trafik psikopatları yalnızca hız sınırını aşmıyorlar, “tehlikeli araç sürüyorlar”. Aracı tehlikeli sürmek öndeki, yandaki aracı sıkıştırmak; makas atmak; yoğun trafikte önde uzun aralarlar bırakmak (ki bu kural ihlali bile sayılmıyor), emniyet şeridinde araç sürmek........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein