Bu para bana Allah’ın bir lütfu!
Sosyal medyada bir sunucu çıkıyor elinde bir 200 lira, bir de kutu. Kutunun içinde altın var ama kimse bilmiyor. Amaç belli: “Ekonomi ne hale geldi, halk ne durumda?” göstermek. O sırada karşıdan yaşlı bir teyze geliyor. Mikrofonu uzatıyor:
- Teyze, 200 lira mı istersin yoksa bu kutuyu mu?
Teyze düşünmeden yapıştırıyor cevabı:
- Evladım bana parayı ver, ilaç gibi gelir. Allah senden razı olsun.
Sunucu şaşırıyor, “Ama kutunun içindekini sormadın ki” diyor. Teyze aldırmıyor, çünkü o 200 liraya öyle bir ihtiyaç var ki göz başka hiçbir şey görmüyor. Sonra sunucu kutuyu açıyor, içinden altın çıkıyor. Ama teyzenin gözü hâlâ 200 lirada. Çünkü o para onun nefes borusu.
Sunucu hem parayı hem altını veriyor, teyzenin gözleri ışıldıyor, duasını ediyor.
İşte tablo: Emekli teyze ayda 16 bin lira alıyor. Ama o para direkt kira, elektrik, su, doğalgaz derken buhar oluyor. Sofraya yemek koymaya, pazara gitmeye yetmiyor. Emeklinin hali bu.
Bir de öteki tarafa bak… Aynı ülkede emekli vekiller 268 bin lira maaş alıyor. 268 bin! Teyze 200 liraya sarılırken, onlar bir kalemde 200 lirayı bahşiş diye bırakıyor. İşte memleketin fotoğrafı bu. Bir yanda “200 lira ilaç gibi gelir” diyen emekli, öte yanda on binlerle, yüz binlerle oynayan vekiller.
Şimdi sormazlar mı? Hani eşitlik? Hani adalet?
Birine 200 lira mutluluk, ötekine 200 lira çerez.
HALKIN SÖZÜ: İşte milletin hali!
Diyanet’in başı Ali Erbaş... Görev........
© Nefes
