AB treni istasyonu çoktan kalktı ama Türkiye hâlâ rayları koruyor
Avrupa Komisyonu’nun 2025 Genişleme Paketi Salı günü açıklandı. Her yıl olduğu gibi yine benzer bir tablo: Balkan ülkelerine temkinli övgüler, Ukrayna ve Moldova’ya “hızlandırılmış reform” çağrıları, Türkiye’ye ise klasik bir paragraflık “stratejik ortak ama problemli aday” notu.
Kısacası, Türkiye artık Avrupa’nın genişleme treninde yolcu değil, istasyonu koruyan güvenlik görevlisi konumunda.
Siyasi durgunluk, stratejik canlılık
Ne var ki bu tablo, Brüksel’in genişleme raporlarını yazan teknokratlarının perspektifinden bakıldığında geçerli olabilir. Gerçek dünyada ise Avrupa’nın güvenlik haritası artık Ankara merkezli dönüyor.
Ukrayna’dan Kafkasya’ya, Suriye’den Doğu Akdeniz’e kadar her cephede Türkiye ya doğrudan sahada, ya da masada. Enerji hatları, göç koridorları, savunma zincirleri, tahıl yolları, diplomasi kanalları… Avrupa’nın can damarları Türkiye’nin elinden geçiyor.
Bu yeni gerçekliği son haftalarda Ankara’ya art arda gelen iki önemli ziyaret bir kez daha gösterdi: İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Almanya Şansölyesi Friedrich Merz.
Her iki lider de Türkiye’ye “demokrasi” veya “hukukun üstünlüğü” dersi vermeye gelmedi; geldikleri konu güvenlikti.
Gerçi Merz seyahatinde protokol gereği, Kopenhag ve Ankara kriterlerine hafiften bir gönderme yapıldı, Türkiye’nin hukuk devleti ve temel haklar konusunda Avrupa normlarının gerisinde kaldığı nezaketle hatırlatıldı. Ama o cümleler, diplomatik metinlerin kenarına sıkışmış birkaç satırdan ibaretti. Asıl mesele savunmaydı, caydırıcılıktı, istikrardı.
Starmer ziyareti sırasında 5,4 milyar sterlinlik Eurofighter Typhoon anlaşması imzalandı. 20 yeni uçak, eğitim, bakım ve yedek parça paketleriyle birlikte Türkiye’ye teslim edilecek.
Bu anlaşma sadece bir satın alma değil, Türkiye’nin Batı savunma mimarisine geri dönüş sinyaliydi.
Üstelik Ankara, aynı anda Katar ve Umman’dan toplam 24 ikinci el Eurofighter için de görüşmeleri sonuçlandırdı. Böylece Türk Hava Kuvvetleri, hem yeni nesil hem de geçici takviye olarak toplam 44 Typhoon ile filoyu modernize etmeye hazırlanıyor.
Daha da dikkat çekici olan, Almanya’nın bu kez engel çıkarmaması. Berlin, yıllardır “siyasi nedenlerle” bloke ettiği ihracat iznini sessizce kaldırdı. Bu adım, Almanya’nın bile artık güvenlik kaygılarını siyasi çekincelerden öne koyduğunu gösteriyor. Zira Avrupa’da bugün konuşulan şey “demokratik standartlar” değil, “ortak savunma........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon