menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kadınlara savaş dönemlerinde yüklenen misyonlar: Cephe gerisindeki kadın işgücü

15 7
26.09.2025

Savaş, toplumun bütün dinamiklerini köklü bir şekilde dönüştüren bir olgudur. Bu dönüşümün en önemli boyutlarından biri ise kadınların üstlendiği rollerde gerçekleşmektedir. Geleneksel çerçeveden bakıldığında ev ve aile ile ilişkilendirilen kadınlar, savaşın getirdiği olağanüstü koşullar altında kendilerini cephede ve cephe gerisinde hayati öneme sahip roller üstlenirken bulmuşlardır.
Kadınların savaşta oynadığı rolleri, birbirinden bağımsız olmayan fakat farklı şekillerde sınıflandırılabilecek dört ana kategoriye ayrılabiliriz:

Doğrudan çatışma ve silahlı direnişe katılım: Toplumsal cinsiyet normlarını yıkarak doğrudan çatışmalara, gerilla savaşına ve askeri komutanlık görevlerine aktif katılımdır. Bu, en görünür ve geleneksel rollere meydan okuyan katılımdır.
Askeri destek ve üstlenilen yardımcı roller: Resmi askeri güçler içinde hemşirelik, lojistik ve istihbarat gibi muharip olmayan destek pozisyonlarında görev almayı içermektedir. Bu roller, kadınların ordunun bir parçası olarak kabul edilmesinin ilk adımıdır adeta.
Cephe gerisinde gerçekleşen seferberlik: Savaş makinesini ayakta tutmak için gerekli olan üretim, tedarik, yardım ve işgücü faaliyetlerini kapsayan sivil çabalardır. Kadınlar, bu süreçte savaş mücadelesinin "görünmez belkemiği" haline gelmektedirler.
Sosyal ve politik katalizörlük işlevi: Kadın örgütlerinin, ulusal krizi bir sosyal değişim unsuru olarak kullanarak haklar için savunuculuk ve reform çalışmaları gerçekleştirmesidir.

Gerek doğrudan çatışma ve silahlı direnişe katılım olsun, gerekse askeri destek ve yardımcı rol üstlenme olsun Türk kadını bu çabaların en güzel örneklerini vermiştir.

Eşinin şehit düşmesinin ardından Atatürk’ten izin alarak 300 kişilik milis birliği kurmuş ve yönetmiş Kara Fatma da, ünlü bir edebiyatçı olmasına rağmen Kurtuluş mücadelesinde cephede yer almış Halide Edip Adıvar da, savaşa katılma uğruna saçlarını kazıtıp erkek kılığına giren Halime Çavuş da, cepheye mühimmat taşırken bir kağnının başında donarak şehit olan Şerife Bacı da bu savımızı kanıtlamaktadır.

Yazımda bahsetmek istediğim kısım ise; kadınların savaş meydanlarında gerçekleşen mücadelelerini anlatmaktan çok cephe gerisinde üstlendikleri misyonlar ve işgücüne katılımları.

Anneler: Devlet İçin ‘En Değerli Meta’nın Üreticisi

Eril şiddetin kışkırtılarak devletin hizmetine sokulduğu savaş dönemleri aynı zamanda kadınlığa ve erkekliğe dair........

© Muhalif