menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

AŞKINLIĞIN İKİ İSMİ: “ALİYY” VE “AZÎM”

11 2
yesterday

Âyet’el Kürsî” adını verilen Bakara/255. âyet Allah’ın iki ismi ile sona ermektedir. Veyâ Allah, “Rubûbiyet”in nasıl işlediğini bu âyette anlattıktan sonra bu iki isme dikkatimizi çekerek noktayı koymaktadır. “El Aliyy”; mutlak/tek yüce, en yüce mertebede olan, üstünde hiçbir derece bulunmayan demektir. “El Azîm”; aklın ve hayalin alamayacağı, gözün göremeyeceği kadar sonsuz büyük ve azametli olan anlamındadır. Bu isimlere ezelî görüş açısından baktığımızda ise “El Aliyy”, mertebesinin aşılması mümkün olmayan, “El Azîm” de zâtı itibariyle aklın ve idrakin hudutlarının ötesinde kalan anlamına gelmektedir. Bu karşılıklardan sonra şimdi şu soruyu sorabiliriz: “Acaba Allah, daha birçok ismi varken, bu âyetin sonuna neden bu isimleri getirmiştir?” İşte bu sorunun cevabı Allah’ın aşkınlığında yatmakta ve bizi teşbih boyutunda kalmaktan kurtararak panteizme[1] veyâ antropomorfizme[2] düşmekten korumaktadır. Âyet’el Kürsî’nin mânevî/irfânî koruyuculuğunun belki de bir karşılığı budur.

Dikkat edilirse “Âyet’el Kürsî”, Allah’ın kendinden başka ilâh olmayan hüviyetinin âlemle olan ulûhiyet/rubûbiyet ilişkisinin nasıl bir seyir izlediğini bize anlatmıştı. Bu seyirde gördük ki, yaratılmış tüm varlıklar, O’nun isimleriyle varlık kazanmışlardır. Başka bir ifâde ile gökler ve yer olarak tanımladığımız âlem İlâhî İsimler’in somut bir kevnî suretidir. Âlemin Hakk’ın Sûreti ya da Hüviyyeti olduğu veyâ âlemin “zâhir” ismiyle kendi gösteren Hakk’ın bâtınî gerçeği olduğu idrâki tevhidinin yalnızca teşbihi boyutunu bize gösterir. Hakk, âlemdeki her şeyde o şeyin ezelî istidâdı/yeteneği uyarınca kendini izhâr eder ama bu O’nun varlık/eşyâ ile aynileştiği/özdeşleştiği anlamında değildir. Çünkü ilâhî hakîkat, her ne kadar ilâhî isimlerin koydukları kayıtlarla kayıtlanmışsa da her türlü kayıttan tamamıyla aşkın/özgürdür. Bu da tevhidin tenzihî boyutudur.

Hakk’ı teşbîh eden bir kimse O’nu belirli bir sûretle sınırlandırmış olur ve sâbit bir........

© Mir'at Haber