CİHATTAN GERİ KALANLAR
Müslüman dünyanın içine düştüğü durum trajik. Yahudiler ve Hıristiyanlar işbirliği halinde topraklarımızı işgal ediyor, yer altı ve yer üstü kaynaklarımıza el koyuyor, yöneticilerimizi yerlerinden etmek, işledikleri utanç verici cürümleri deşifre etmekle korkutuyorlar. Acziyet içindekilerin öne sürdükleri yegane gerekçe, “karşımızda Amerika gibi dünya gücü var, ona karşı gelmenin faydası yok, gücümüz, tedarikimiz zayıf iken Amerika, Avrupa ve İsrail’e karşı savaşmaya kalkışmak intihara kalkışmakla aynı şeydir. Kur’an “Kendinizi ellerinizle tehlikeye atmayın” (2/Bakara, 195) demiyor mu?”
Bu gerekçelerin bir gerçeklik değeri yoktur, kanıtı son iki senede bütün zor ve aleyhteki şartlara rağmen İsrail’in iki defa bitme noktasına gelmesi ve ABD ve Avrupa’nın yardımıyla kendini kurtarmış olmasıdır.
Müslüman ülkelerden iki üç tanesi daha bu direnişe katılsaydı İsrail çoktan mukadder sona uğrayacaktı, zaferin yegane yolu İslam Birliği’dir, Eğer “Müslümanlar (Türkiye, İran, Mısır, Pakistan vd.) bir araya gelemez” derken, bölgemizin tamamına göz dikmiş bulunanTrump’nı başkomutanlığı ve sömürge valisi Blair’in yönetimi altında toplanabiliyorlarsa, oturup düşünmek lazım.
Hıristiyan ve Yahudi Siyonistlerin her zaman sözlerine güvenilmez, bazen güvenilir, Kur’an-ı Kerim, onların “Birbirlerinin dostu, velisi, müttefiki olduklarını” (5/Maide, 51) bildirmektedir. Verdikleri söze güvenilemeyeceğinin kanıtı sözde ateşkese rağmen, İsrail’in pervasızca Gazze’yi bombalamaya devam etmesidir. Asla aklımızdan çıkarmamamız gereken şu ki, bugün İran, Hizbullah, Ensarullah ve Hamas’ı yok etmeye çalışan Yahudi ve Hıristiyan ittifakı, yarın bizleri de yok etmek isteyecek ve bugün sergilediğimiz korkaklığımız sonucu yok edecektir de.
Kur’an-ı Kerim, bizim içine düştüğümüz durumu “savaştan geri kalmak”, aslında “cihattan kaçmak” olarak tanımlar. Kesin olan şu ki, cihattan kaçma psikolojisini aşabilirsek, bizden kat kat üstün gibi duran Allah ve mazlum düşmanlarını yenebilir, en azından şerefimizle cihat ibadetini yerine getirebiliriz. Amerika, Avrupa ve İsrail’e sığınmakla varlıklarını koruyabileceklerini zannedenler, İslami bilinçlerini kaybetmiş, Allah’ın yardımından da ümidini kesmişlerdir.
Kur’an-ı Kerim’in ışığında cesaretle ve dürüstlükle kendimize ayna tutalım:
“81. Allah’ın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup-kalmalarına sevindiler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihat etmeyi çirkin görerek: “Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın” dediler. De ki: “Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir.” Bir kavrayıp-anlasalardı. 82. Öyleyse kazandıklarının cezası olarak az gülsünler, çok ağlasınlar. 83. Bundan böyle, Allah seni onlardan bir topluluğun yanına döndürür de, (yine savaşa) çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: “Kesin olarak benimle hiçbir zaman (savaşa) çıkamazsınız ve kesin olarak benimle bir düşmana karşı savaşamazsınız. Çünkü siz oturmayı ilk defa hoş gördünüz; öyleyse geride kalanlarla birlikte oturun.” 84. Onlardan ölen birinin namazını hiçbir zaman kılma, mezarı başında durma. Çünkü onlar, Allah’a ve elçisine (karşı) inkâra saptılar ve fasık kimseler olarak........© Mir'at Haber





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein