menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

GAZZE’YE ACİL YARDIM KORİDORU…

13 0
26.08.2025

Gazze’nin geldiği son durumda silah, bomba ve katliam ölçüsünde yapılanlara rağmen direnişin sürdürülmesi orada yaşayan insanları açlık ile yokluğa tevdi etmeye yönelik bir arayışı öne çıkardı ve son dönemlerde bu giderek tek seçenek gibi durmaktadır. Bu duruma karşın ise insanlık özellikle sivil arayışlar olarak bu açlık kapanını açmak için sürekli bir hareket ve arayış içinde olmaktadır. Ama her hamle ve hareket iktidarlar ve İsrail tarafından engellenmektedir. Bu engellemeyi durduracak bir uluslar arası güç ve iktidar da görülmemektedir. ABD ve İsrail ile birlikte İhvan ve İslam düşmanlığı ile malul Arap iktidarlar açlığı son bir çare olarak görmektedir.

Sivil dünyanın bu açlığa karşı yapabileceği bir şey yok. Çünkü Gazze tam bir kuşatma altında bulunmaktadır. sadece İsrail tarafından değil sınır ülkelerin iktidarları tarafından da kapılar kapatılmış durumdadır. Mısır örneği hafızalarda tazedir. Binlerce insan, Refah sınır kapısına yönelerek orayı sivil bir hareket olarak açmaya yönelmişti. En büyük darbeyi Mısır iktidarından gördü. Sivil eylemcilere yapılan muameleler ise insanlık dışıydı. Benzer bir durum Ürdün ve benzeri ülkelerde de görülmektedir. Lübnan ise durumu ortada…

Türkiye, sahip olduğu vizyon ve İslam Dünyası liderliği hamlesi sahibi olduğu düşünülürse, bu ülkenin özellikle şu son günlerde açlığın tavan yaptığı ve insanların açlıktan öldüğü bir durumda harekete geçmesi beklenen ilk ülkedir. İktidar ve cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere Gazze üzerinde kol gezen ve küresel bir senaryoya dönüşen bu açlık savaşını durdurmak ve korumalı bir yardım koridoru inşa ederek bunu yapmalı ve böylece dünyaya bir ulus devletin diğer bir halkın yok oluşuna seyirci kalınmaması örneğini göstermesi şart olmuştur.

Yeni bir dünya kurulurken mazlumların kanı üzerine kurulu olacaksa buna ilk tepkinin Osmanlı bakiyesi olan bu ülkenin vermesinden daha doğru bir şey olamaz! Yeryüzünde adaletin ve hakkaniyetin yeniden inşa edilmesi, mazlum insanların zalim iktidarlar eliyle yok edilişini reddederek yeni bir iktidar biçiminin varlığını izhar etmelidir ki yeni kurulacak uluslar arası sistemde yerini alsın ve belirleyici bir pozisyonu elde tutsun…

Yeni bir dünya sistemi kurulacaktır elbette! Ama bu sistemin adalet ve özgürlük üzerine kurulu olması, hakların korunmasını garanti altına almasını sağlayacak bir örgütlenmeye ihtiyaç olduğu bedihidir. İşte bu ihtiyacı öne çıkan ve mevcut dünya sistemine kafa tutarak........

© Mir'at Haber