menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Parayla Güvenlik Olmaz

18 3
21.09.2025

Gazze, Lübnan, İran, Yemen, Suriye, Tunus, Katar…

Geçtiğimiz iki yıl bize her şeyden önce İsrail’in hedefinin aslında sadece Filistin toprakları değil, herkes olduğunu apaçık bir şekilde öğretti. Artık ayan beyan ortadadır ki, İsrail durdurulmadığı müddetçe, ateşi bütün bir coğrafyaya yayma yolunda soluksuz adım atmaya devam edecek. Ne uluslararası hukuk, ne başka bir kriter İsrail’i engellemeye yetmeyecek.

Peki, bu gerçeğin son delili neydi?

Bilindiği gibi 9 Eylül günü Ortadoğu’da yeni bir perde aralandı. İsrail, saldırganlıklarına bir yenisini daha ekleyerek bu kez Katar’ın başkenti Doha’da HAMAS heyetini hedef alan bir saldırıya imza attı. Hatta öyle ki bu heyet ABD’nin de resmi muhatap olarak tanıdığı; işgalci İsrail’le ateşkes müzakerelerini yürüten heyetti.

Her şeyden önce altı kişinin hayatını kaybettiği ABD’nin de onayı ile yapılan bu saldırı, sadece Katar’a değil bütün bir coğrafyaya yapılmış bir saldırıydı. İsrail artık hiçbir sınır tanımadığını, ateşkes istemediğini, müzakereden yana olmadığını, hatta bölgenin diğer sakinleri için de kendince doğru zamanı beklediğini bütün dünyaya ilan etmiş oldu. Kimi kaynaklar saldırının başarısız olduğunu ve heyetin saldırıdan önce binayı terk ettiğini söylese de bendeniz asıl ana fikre odaklanmak istiyorum. O da İsrail’in kendi belirlediği sınırları zorlama çabası içerisinde olduğudur.

Peki ne demek bu?

Katar uzun süredir ABD ve Batı ülkeleriyle derin ekonomik ilişkiler kuran, bölgedeki en........

© Milli Gazete