Pusu ve Düello - IV
Önceki üç yazıda “Pusu” ve “Düello” sözcükleri ya da kavramları bağlamında, “Doğu” ve “Batı” kavramlarına, çoğunlukla mecazi yani imgesel bir takım anlamlar yüklenegeldiği ve bunun da en azından bir zorunluluk ifade edebileceği üzerinde durmaya çalışmıştık.
Gerçekten “Doğu” ve “Batı” kavramları, kimi zaman coğrafi ayrımının doğallığına koşut ve uygun farz edilen bir yaklaşımla insan ve toplum, siyaset, iktisat, hukuk, ahlâk, sanat-edebiyat ve uygarlık konularının da sınıflandırılabileceği görüşüne temel oluşturabilmiştir.
Ne var ki, söz konusu konuların ortaya çıkışında, yerleşmesinde, gelişmesinde, araştırılmasında ve sorgulanmasında kaçınılmaz olarak, belirsizliğe, sınır kaymalarına, karışıklığa, hatta yanılgın sonuçlar, kararlar verilmesine ve tanımlamalar, değerlendirmeler, yorumlar yapılmasına dayanak da olagelmiştir.
Bununla birlikte bu ve benzer konuları göz önünde tutarak, ama soyutlama ve genelleme yapmaktan kaçınarak, “pusu” kavramına insan ve ahlaki değer ölçeğinde birtakım çıkarımlarda bulunulabilir. Kuşkusuz bu çıkarımlar göreceli nitelikler şeklinde düşünülmek durumundadırlar. Ayrıca “Doğu”........
© Milli Gazete
