menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Asrın Mezemmeti

19 8
08.04.2025

Acıya kayıtsızlıkla, vahşete kınamayla, soykırıma daha şiddetli kınamayla mukabele etmek herhalde ahir zaman yöntemidir. Yahut da bir-bir buçuk asırlık kavramsal diplomasinin ve onun olgunlaşmamış tarihinin neticesi, kınayıp geçmektir. Bunun böyle olduğunu bilen Yahudi, kelimenin tam anlamıyla kınayıcıların kınamasına aldırmaz. Artık vahşet için bir tanımlamaya, faili imlemeye, teline falan lüzum kalmaz. Lüzum, zemmedilenlere, kınanması ve lanetlenmesi gerekenlere Yahudi için çalışanları, Siyonist vahşete alan açanları, iş birliği yapanları eklemektir.

Şahit olanın gözlerini çevirdiği, bakamadığı, dayanamadığı, hatta aklından kovduğu vahşeti, insanlar bizzat yaşamaktadır. Gücü elinde bulundurup müdahalesiz kalmak, tepkilere ya da bir eylem gerçekleştirme ihtimaline karşı ön alan söylemlere sığınmak; diplomasi, barış, çözüm teraneleri okumak saçmalaşır. Bundan böyle failin eylemini paylaşıma açan işbirlikçilik, tepkisizlik, diplomasi ve sair kavramlar da ortadan kalkar. Hepsi birden insanlık düşmanı, insanlıktan yiyerek beslenen, her yanından insanlığı kemiren dev bir örümcektir, zulmün her ülkede farklı işleyen çarşının dişlisidir. Ve işbirlikçilik düpedüz tarafını seçmiş olmaktır. Tıpkı Yahudi gibi yeryüzünü ifsat eder; tıpkı Siyonizm gibi mücadele edilmelidir.

Siyonizm’in başlı başına kötülük olduğunu, zulme kaynaklık ettiğini, imha ve ifsat amacı güttüğünü ispata gerek kalmaz. İşbirlikçiliğin onun bir parçası olduğunu, zulüm ve soykırım için lojistik sağladığını, koruyup, gözetip alan açtığını göstermeye de… Hani kayıtsız kalmak işbirlikçiliktir de bunu........

© Milli Gazete