Yeni yüzyıla sivil anayasa yakışır
Türkiye, artık 1982’nin darbe ruhunu taşıyan anayasa ile yoluna devam edemez. Cumhuriyetin ilk anayasasındaki kuşatıcılığı yakalamış, özgürlükçü ve sivil bir anayasa, bu millete yaraşır bir gelecek inşa etmenin ön koşuludur.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Budapeşte dönüşünde yaptığı açıklamada bir kez daha altını çizdiği “sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı yeni anayasa” çağrısı, Türkiye’nin geleceği adına taşıdığı vizyonla dikkat çekiciydi. Sayın Erdoğan’ın “Yeni Anayasa’yı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz” sözleri; şahsi ya da partisel bir çıkarın değil, doğrudan milletin yüksek menfaatinin gözetildiğini net biçimde ortaya koymaktadır.
Bu çağrı sadece bir siyasetçinin cümlesi değil, bir çağın ihtiyacıdır. Çünkü Türkiye artık, askeri vesayetin gölgesinde yazılmış anayasa ile yol alamaz. Yeni yüzyılın ruhuna yakışan; milletin kaleminden çıkan, milletin değerleriyle barışık, kuşatıcı ve sivil bir anayasa olacaktır.
Dünden Bugüne Anayasa Süreci: Vesayetten Milletin İradesine
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde dört temel anayasa yapılmıştır:
1. 1921 Anayasası
2. 1924 Anayasası
3. 1961 Anayasası
4. 1982 Anayasası
1921 Anayasası, istiklal mücadelesinin içinde doğmuş, halk egemenliğini esas alan, sade ama derinlikli bir metindi. Bugün özlemini duyduğumuz sivil ruhun ilk izleri oradaydı. Ne var ki, kısa sürdü.
1924 Anayasası, yeni kurulan Cumhuriyetin yapısını şekillendirdi. Ancak zamanla tek parti rejiminin dayanağına dönüştü.........
© Milat
