ABD Anlaşmasının Dört Boyutlu Etkisi
Enerji yalnızca evlerimizi ısıtan bir yakıt değil; jeopolitik koz, jeoekonomik rekabet alanı, ekonomik güvenliğin temeli ve diplomatik bir karttır. Türkiye’nin ABD’li Mercuria ile yaptığı 20 yıllık LNG anlaşması bu dört boyutun merkezinde yer alıyor. Yıllık 4 milyar metreküp (bcm), toplamda yaklaşık 70 bcm LNG; küçük görünse de Türkiye’nin enerji denkleminde taşları yerinden oynatabilecek nitelikte.
Son on yıl, Türkiye’nin doğalgaz serüvenini net biçimde gösterdi. 2014’te tüketim 50 bcm iken 2021’de 59 bcm ile zirve yaptı, 2024’te 53 bcm’e geriledi. Bu dönemde toplam tüketim yaklaşık 550 bcm oldu.
Yurt içi üretim yalnızca %1 düzeyindeydi. İthalatta ise Rusya B, Azerbaycan , İran , Cezayir , ABD %8 pay aldı. 2023’te ithalatın q,7’si boru hattı, (,3’ü LNG idi; tablo, Rusya’ya bağımlılığı açıkça ortaya koydu.
Dönüm noktası Karadeniz’deki Sakarya sahası oldu. 2023’te devreye giren sahadan 2024’te 2,3 bcm üretildi, 2025 hedefi 3,3 bcm. 2028’de günlük 40 milyon metreküp planlanıyor. Bu proje Türkiye’ye ilk kez ithalat bağımlılığını azaltma ihtimali sundu.
Jeopolitik ders açıktır: enerji bağımlılığı siyasi bağımlılık yaratır. Türkiye uzun yıllar Rus gazına mahkûm kaldı. Ukrayna savaşıyla Avrupa’nın yaşadığı kriz bu riskleri gözler önüne serdi. ABD LNG anlaşması, bu tabloyu dengeleyen stratejik bir hamle oldu.
Türkiye artık “ya Rusya ya karanlık” ikilemine sıkışmıyor. ABD anlaşması, Moskova karşısında pazarlık gücünü artırıyor; İran’a bağımlılığı azaltıyor;........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein