menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hassasiyet Yitimi

19 0
03.07.2025

Gürültü arttıkça sesin değeri azalıyor. Kalabalıklar soylu yalnızlıkları sığlaştırmakla kalmıyor, kurutuyor. Dünyaya büyük bir cisim çarpmışçasına iç hikayeler yerini dış hikayelere bırakıyor. Deriler kabalaşıyor, geçişsizlik genel kurala dönüşüyor. Dışsal aşınma içsel kuruluğa yol açıyor. Varılan noktada hiç kimsenin kabuğunu çatlatarak dışarıyla buluşturduğu kişisel bir hikayesi yok. Her hikaye, gelişme aşamasında dışarının sert tazyikiyle karşılaşıyor, duruluğunu yitiriyor, bir şekilde eklektik hale geliyor. Paramparça kimliklerin sebebi bu… Önce devletler, sonra onların içine hapsedilen kişilikler cetvelle çizildi. Önce kimlikler, sonra kişilikler rehin alındı. Önce insan, sonra insanlık bitirildi. Ve bunların hepsinin gerisinde el konulan yalnızlıklarımız var. O yalnızlıkların özene bezene incelttiği, sanata dönüştürdüğü duyarlılıklar biçimsiz kabalıklara feda edildi. Ruhumuzun aynaları parçalandıktan sonra bedenimiz nasıl bütünlüğünü sağlayabilir ki? İdeolojilerin iflas etmesinin, inançların dağılmasının, karakterlerin çözülmesinin gerisindeki en büyük etken belki de bu elimizden alınan soylu yalnızlıklarımızdır. Her ses, her cümle, her duruş gerisindeki sessizlikle beslenir. Sükut sözün hammaddesidir ve şimdilerde televizyon, bilgisayar, cep telefonu ekranları tarafından ha bire taciz edilmekte, mahremiyeti biteviye incitilmektedir.

Canlılığın en büyük emaresi hassasiyettir. Hassasiyet, dışarıyla içeri arasındaki pencereden dışarı bakmak; dışarıyı, içeriyle uyumlu hale getirmek için içeriyi tahkim etmektir. İçeriyi tahkim, içeriği tahkimle mümkündür. Tahkim edilmemiş içeri, içeriksiz kalır, dışarıya körleşir. Dışarıya körleşmiş içeri kapısı-penceresi kırılmış, tavanı çökmüş, duvarları yıkılmış bir evden farksızdır. Ve böyle bir ev artık korunaklı değildir. Amacı güvenlik olan........

© Milat