Ötedeki gerçekler! Bize anlatılmayan ne var?
Takvim yaprakları 16 Mayıs 2025 Cuma’yı gösterirken, ruhumuzda yankılanan bir fısıltı var: Gündelik hengâmenin, manşetlerin köpüğünün ve siyasetin gelgitlerinin ardında, gözlerden ırak tutulmaya çalışılan bir hakikat nefes alıp veriyor. Anadolu’nun bin yıllık mayasıyla yoğrulmuş, zamanın ve mekânın ötesine seslenen bir Türkiye gerçeği bu. Peki, nedir o bize her daim fısıldanan ama bir türlü tam manasıyla gösterilmeyen?
Bakınız, adalet mülkün temeli derken, birileri dışarıdan dürbünlerinin tersiyle bakıp, kendi zihinlerindeki dar kalıplara uymayan her adımı "sapma" olarak yaftalamaya pek hevesli. Oysa adalet tecelligâhımız, öyle üç günlük dedikodularla sarsılacak bir kâğıttan kule değildir; kökleri ezelde, dalları ebede uzanan bir çınarın gölgesidir. Bize anlatılmayan şudur ki, her bir hukuki süreç, bu topraklarda bin yıldır süregelen bir vicdan muhasebesinin ve kendini yeniden bulma iradesinin tezahürüdür. Çözüm mü? Çözüm, ithal reçetelerde değil, Anadolu irfanının o engin ve kuşatıcı sinesinde, birlik ve beraberlik destanını yeniden yazmakta gizlidir.
Ekonomi dediklerinde, birileri hemen ezberlenmiş enflasyon rakamlarını, kur dalgalarını önümüze serer. Lakin gözden kaçırdıkları, ya da kasten kaçırttıkları bir şey var: Bu milletin, alın teriyle toprağa ektiği umut, fabrikalarda çarkları döndüren yerli ve milli azim, KOBİ’lerimizin dünyaya kafa tutan dirayeti. Evet, 2 Nisan gibi tarihlerde belki ekonomik sarsıntılarla imtihan edilmiş olabiliriz, lakin asıl büyük fotoğraf, rakamların ve soğuk istatistiklerin çok ötesinde, kendi kendine yetebilen, üreten bir Türkiye’nin ayak sesleridir. Bize anlatılmayan, bu milletin yokluktan varlık çıkarma, küllerinden yeniden doğma sanatındaki eşsiz maharetidir.
Ve gençlik… Ah o gençlik! Kimileri onları sosyal medyanın labirentlerinde kaybolmuş, sanal dünyanın esiri olmuş zanneder. Oysa bize anlatılmayan, o parmakların sadece ekran kaydırmakla meşgul olmadığıdır. O parmaklar, yeni bir çağın kodlarını yazıyor, Türk-İslam medeniyetinin binlerce yıllık hikmetini dijital evrenin diline tercüme ediyor. Onların haykırdığı "Dijital Çanakkale" bir slogan değil, bir varoluş mücadelesinin adıdır. GitHub depoları, onların modern cephaneliği; açık kaynak projeler, Kuvayımilliye ruhunun siber dünyadaki yansımasıdır. NFT’lerin, geçici heveslerin........
© Milat
