menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Fikirleri birleştiren tutkal

16 0
13.06.2025

Zihnimizdeki her düşünce, adeta bir puzzle parçasını andırır. Ancak bu parçalar, tek başına bir anlam ifade etmez. Onları bir araya getiren, bütüncül bir resim oluşturan görünmez bir güç vardır: İşte bu güç, fikirleri birleştiren tutkaldır.

Kahvenin zihnimizi canlandırdığını öne süren bir önermeyle başlayalım: "Kahve sizi daha uyanık yapar." Bu savdan yola çıkarak bir sonuca varalım: "Demek ki, her gün bolca kahve içmeliyim." Bu iddia kulağa ne denli hoş gelse de, okuduğumuz her satırda, tıpkı iyi bir romanın beklenmedik dönemeçleri gibi, içgüdüsel olarak bir eksiklik hissederiz. İlk ifade doğru olsa dahi, ondan her gün aşırı kahve tüketme sonucuna varmakta zorlanırız. Sizce de bu basit denklemin, hayatın ve bilginin çok katmanlı yapısına nazaran fazla yalın durduğunu düşünmüyor musunuz?

Zira argümanlar sadece doğru ifadelerin yan yana dizilmesinden ibaret değildir; adeta bir kütüphanenin rafları gibi, her biri birbiriyle sağlam bağlarla örülmüş olmalıdır. Bu bağlar, yani çıkarımlar, bilginin tuğlalarını bir arada tutan harçtır. Harcı zayıf bir duvarın, en ufak bir sarsıntıda dağılacağı gibi, yetersiz çıkarımlarla örülmüş bir argüman da okuyucunun zihninde hızla dağılır. Pek çok felsefi metin, nice bilimsel tez, aslında yanlış bilgilerden değil, işte bu hatalı çıkarımlardan ötürü değerini yitirmiştir. Bu nedenle, bir iddiayı incelerken yalnızca kelimelere değil, satır aralarına, yani çıkarımların derinliğine de bakmalıyız.

Çıkarımlar, zihinsel yolculuğumuzda bize iki temel yolla rehberlik eder. Öncelikle, bir argümanın kendi içindeki mantıksal köprüleri kurmamıza yardımcı olurlar. Tıpkı bir düşünce labirentinde yolumuzu bulurken bir sonraki sayfayı çevirir gibi, çıkarımlar da bizi bilginin sonuçlarına doğru yönlendirir. İkinci olarak, bir argümanı diğer argümanlarla ve hayatın geniş, o çok katmanlı bilgi dokusuyla birleştirmemize olanak tanır. Ancak her şeyden önce, çıkarımın tam olarak ne anlama geldiğini kavramak, bu entelektüel serüvenin ilk ve en önemli adımıdır. Unutmayın, bu yalnızca ders kitaplarında kalan bir kavram değil, her okuduğumuz eserde, her kurduğumuz cümlede yaşayan bir gerçektir.

Çıkarımı en basit haliyle "Eğer… o zaman…" kalıbıyla düşünmek mümkün. Örneğin, "Eğer yağmur yağarsa, dışarısı ıslaktır." Ancak çıkarımlar, basit bir adımın çok ötesine geçebilir, tıpkı iyi bir hikayenin çok katmanlı olay örgüsü gibi. Yağmur yağdığında, yalnızca dışarının ıslak olduğunu değil, aynı zamanda şehrin gürültüsünün değiştiğini, sokağın ışıklarının farklı yansıdığını veya belki de okuduğunuz kitabın sayfalarına sessiz bir hüzün çöktüğünü de düşünebiliriz. Bu, çıkarımların açıkça ifade edilmiş, örtük ve hatta daha önce hiç aklımıza gelmemiş, romanlardaki gizli ipuçları gibi bağlantıları içerebileceği anlamına gelir. Ne olursa olsun, çıkarımlar bir bilgiden diğerine ilerleyen mantıksal adımlardır. Genellikle üç yaygın çıkarım türüyle karşılaşırız: tümdengelimsel, tümevarımsal ve abdüktif çıkarımlar.

Tümdengelimsel çıkarımlar, genel kurallardan belirli örneklere doğru ilerler; tıpkı eski bir metinde........

© Milat