Yaşadığınız Şehri Ne Kadar Tanıyorsunuz?
Yorgun bir anı gibi düşer şehir bazen içimize… Çorak topraklardan yükselen toz, duman ve çatlamışlık eşliğinde yandığını, kavrulduğunu, kurtulması, canlanması, eski haline dönmesi için suya ihtiyacı olduğunu bir türlü anlatamaz dilinden anlamayanlara ya da anlamamak için kendi menfaatleri uğruna bin bir şekle girip direnenlere… Günümüz şehirleri; özünden, kendinden, kendine yakışan vasıflardan durmadan uzaklaşırken, bunun karşılığında göz göre göre hala aynı yanlışlara, hala aynı rant elde etme kavgasına devam edenlere hangi mesajı vereceklerini, onlara geleceğin şehirlerini kurmak için bir araya gelmeleri gerektiğini daha nasıl anlatacaklarını bilememektedirler. Tabii ki bunu akıl, irade ve düşünce yoksunu olan şehrin kendisi değil de bu durumu şehirlerimiz adına kendine dert edinen kişiler söyleyecektir, anlatacaktır ve böylece hiç olmazsa görevlerini yapmış olmanın mesuliyetini üzerlerinden atmaya çalışacaklardır. Şehir belki yine kurtulamayacaktır ama insanlığın mekânı ve medeniyetin temsilcisi olan şehirler için her çağda mücadele eden birilerinin mutlaka olacağının işaretidir bu.
Gönül dünyamızı aydınlatan ve kendine has bir atmosferle dolduran “Bir hatıradır şimdi dalgın uyuyan şehir”. Ve “…hemhâl olduğun, aheste alıştığın ‘Şehir asla unutmaz’. Yaşadığın sokaklarıyla, geçtiğin caddeleriyle ve dostluğunu paylaştığın insanlarıyla şehir karışır varlığına. Giderken şehrin ağırlığını hissedersin yorgun omuzlarında. Şehir her mevsim taze kalabilen beyaz bir zambaktır sadağında. Şehir hatıralarda yaşar. Hatıra deyip geçmeyin; onlar bir serüvenin tutanaklarıdır. İnsan, geriye doğru süzülüp giden zamanın kanatlarına takılıp gitmesin diye oturup yazar hatıralarını. Onların etrafına bir çit çeker. “Ben de bu ağacın gölgesinde bir lahza soluklandım” der gibi, sayfalara nakşeder hatıraları.” (Recep Özdemir, Sühan Dergisi, sayı 5, Sivas)
Bazen yaşadığınız şehri tanımakta güçlük çekersiniz. İnsanına, sokağına, caddesine, hayata bakışına yabancılık çekersiniz. Asırlardır yüzünde taşıdığı ve her biri bir yaşanmışlıktan, farklı bir olaydan ve durumdan arta kalan izler gittikçe silinmektedir. Tanıklık........
© Milat
