Osmanlı’nın gölgesinde diplomasi: ABD’nin Türkiye’ye yönelik “Kültürel Övgü” stratejisi;
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın geçtiğimiz günlerde İzmir ziyaretinde kullandığı bir cümle bazı kesimlerde dikkat çekti;
“Osmanlı kökenlerime dönmek benim DNA’mın bir parçası. Osmanlı’nın millet sistemi, Türkiye için en uygun modeldir.”
Yüzeyde kulağa sempatik gelen bu söz, diplomatik bir nezaket ifadesi gibi görünse de derinlikli bir anlam taşıdığı bir gerçek.
Hatta bazı kesimler; “ABD Büyükelçisinin ne haddine böyle bir cümle kurmak” diye itirazlarını yükselttiler.
Ancak bir başka açıdan ABD’nin diplomatik anlamda kullandığı “övgü” kelimesi çoğu zaman stratejik mesaj anlamı taşıyabilir.
Kültürel Övgü mü, Diplomatik Yönlendirme mi?
Amerikan dış politikasında özellikle 11 Eylül sonrası kültürel semboller diplomatik söylemin merkezine yerleşti denilebilir.
ABD, artık sadece askeri güçle değil, “yumuşak güç” (soft power) anlayışı ile dünya ülkelerini şekillendirmeye çalışıyor. Böylece ABD hedef ülkenin tarihî ve kültürel hassasiyetlerini kullanarak, o ülke toplumuyla duygusal bağ kurarak siyasî anlamda ülke siyasetinde etkin olmayı hedefliyor.
Barrack’ın “Osmanlı DNA’sı” vurgusu ile Türkiye’nin tarihine övgü sunarken; “Osmanlı’yı hatırlayın ama onun günümüze uyumlu haliyle yani Batı’yla uyumlu bir biçimde yeniden kurgulayın” demek istiyor.
Esasında Barrack’ın Türkiye’yi, Osmanlı mirasının “diriliş” fikrinden koparıp, “nostaljik bir kültürel süsleme” seviyesinde hapsetmeyi hedefliyor.
ABD’nin “Kontrollü Osmanlıcılık” Politikası
ABD, Türkiye’nin İslam dünyasında yeniden tarihsel misyonuna dönmesini, yani Osmanlı’nın temsil ettiği ümmet merkezli adalet ve dayanışma modelinin yeniden canlanmasını istemez. Çünkü bu........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden
Joshua Schultheis