Dijital fanusta yaşamak
Matrix’te Neo kırmızı hapı seçerek gerçeği görmüştü. Bizse her sabah farkında olmadan mavi hapı yutuyoruz. Sosyal medya akışında gördüğümüz her içerik, bizim tercihimizmiş gibi geliyor ama aslında seçilmiş olan bize sunuluyor. Black Mirror’un bölümlerini izler gibi yaşıyoruz; tek fark, bizim hayatımızda bölüm bitmiyor, akış sonsuza kadar sürüyor.
Algoritmalar bugün yalnızca ne izleyeceğimizi değil, nasıl hissedeceğimizi de belirliyor. Facebook’un yıllar önce yaptığı deneyde, kullanıcılara daha çok mutlu içerik gösterildiğinde ruh halleri gerçekten düzelmiş, daha çok olumsuz içerik gösterildiğinde ise ruh halleri kararmıştı. Orwell’in 1984’teki düşünce kontrolü, artık teleskoplarla değil, önerilen içerikler sekmesiyle yapılıyor. Büyük Birader’in yerini büyük algoritma aldı. Filtre balonunun en tehlikeli yanı farklı görüşleri görünmez hale getirmesi. Sosyal medya bize benzeyen insanlarla dolu bir dijital mahalle yaratıyor. Hep bizim gibi düşünen, bizim gibi tepki veren, bizim gibi beğenen bir kitleyle çevrili olduğumuzda toplumun renkleri kayboluyor. Siyah-beyaz bir Black Mirror estetiğinde gri........
© Milat
