Fırat Kuşağında Sessiz Tehdit: Türkiye’nin Stratejik Bütünlüğüne Yönelik Yeni Jeopolitik Hamleler
Ortadoğu, görünürde sessiz ama derinden kaynayan bir kazan gibi. Suriye’nin güneyinden kuzeyine uzanan hatta yeni bir denklemin doğduğu açıkça görülüyor. Dürziler, Aleviler ve SDG unsurları arasında şekillenen ittifak arayışları, bazı dış aktörlerin müdahalesiyle yeni bir yön kazanıyor. Bu tablonun merkezinde ise dikkat çekici biçimde İsrail yer alıyor. Gazze’deki katliam ve soykırım sonrası İsrail’in bölgedeki tüm terörün kaynağı olduğu gerçeği artık daha görünür hale geldi.
Bazı çevreler, Türkiye’nin içeride PKK’ya karşı yürüttüğü kararlı mücadelenin, dışarıda YPG’ye yönelik sessiz bir uzlaşıyla sürdürüldüğünü iddia ediyor. Ancak bu iddialar, hem tarihi hem stratejik açıdan temelsizdir. Türkiye, terörün kaynağını sınırın hangi tarafında olursa olsun bertaraf etmeyi hedeflemektedir. Bu yaklaşım, yalnızca güvenlik politikası değil, aynı zamanda bölgedeki yeni ittifakların oluşturduğu jeopolitik riskleri de dikkate alan çok katmanlı bir stratejinin parçasıdır.
Nitekim Türkiye, daha önce de PKK’nın Suriye’deki uzantısı YPG’ye karşı sınır ötesi operasyonlar yürüttü. Fırat Kalkanı Harekâtı ile DEAŞ temizlenirken, YPG’nin batıya ilerlemesi engellendi. Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarıyla bu strateji sürdürüldü. Münbiç........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon
Constantin Von Hoffmeister
Mark Travers Ph.d