Mezara Sakla
"Keyfimize bakalım." dedi, 50li yaşlarına yaklaşmış olan adam. Hatırlıyorum, ılık bir mayıs akşamıydı. Sigarasının dumanıyla halkalar oluşturuyordu havada. Muzip ama hırslı bir şekilde kıstığı gözlerine, dudak kenarlarındaki yarı mahzun ve yarı alaycı gülümseme eşlik ediyordu. "Yiyelim, içelim, gezelim... Üç günlük dünya!"
"Yaşadığımızdan daha azını yaşayacağız." diye, hemen hemen her cümlesinin sonuna acelesini ve iştahını da ekliyordu. Zira 'hayat' kavramı, yeryüzüne sığmış ve sıkışmış olan; öyle basit, küçük ve dar bir kavramdı ona göre. Bildim.
Bir kaç kez araya girmeye çalıştım, çalışmasına. 'Araya girmek' diyorum çünkü kendi kendine konuşuyor gibiydi o sırada. Üçüncü bir kişi yoktu; sadece ikimizdik o kaldırımın üzerine oturmuş ve........
© Merhaba Haber
