Akşamdan Önce Uyumak
"Akşam ezanından önce uyursan delirirsin." dedi, yaşlı kadın. Sözlerini ciddiye aldığım yaşlı kadın.
Güneş batmadan önce uykuya dalmamalıydım o vakit... Ki bunun bilimsel bir karşılığı da vardı bir yerlerde muhakkak. Fakat araştırmaya ne hacet? Onun vakıf olduğu malumatın çok daha eski ve köklü dayanakları olurdu zaten hep. Zira her Allah'ın günü, kadim ve ezoterik bir yemeğe bandığı ekmekle doyururdu karnını, bu ihtiyar. Öyle söylerdi, ne demekse! Deli mi ne? Ab-ı hayat içerdi bir de, gerçekte bilmem kaç yaşındaysa artık.
Ne var ki, o kadından bahsedeceğim bir yazı olmayacak bu. Sağ gösterip sol vurmak gibi olmasın ama onunla değil; kendimle ilgili birşeyler yazacağım esas. Doğrusu, uyku ve vakit konusunun kavuşumunun ya da çarpışımının bünyemde o gün yol açtığı etkiden söz edeceğim. Ama yok. Bunu böyle yaparak, yani böyle kendimden söz ederek, egoistçe davranmış olmayacağım bence. Zira hiç birimiz hiç bir konuda tek değilizdir ve aynı etkileri belki siz de deneyimlemişsinizdir ya da deneyimleniyorsunuzdur. Dolayısıyla bu yazıda, kendinizden birşeyler bulacağınızı da sanıyorum. Ki 'ben' ya da 'siz' gibi kişi zamirlerini de aradan çekip çıkartmalıdır, aslında. Ortada 'uyku' ve 'vakit' gibi iki ayri kallavî ve esaslı olgu........
© Merhaba Haber
