menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Önder Özden yazdı – Bekleyerek siyaset yapmak: Ertelenmiş olanın politikası

18 9
19.07.2025

Son zamanlarda Türkiye’de siyaseti tarif eden umut ya da öfke gibi duyguların yanında başka bir duygudan daha söz etmek gerekebilir: Bir bekleyiş hali. Sessiz olmayan, soruların çokça olduğu, yaygın bir bekleme. Bu yalnızca toplumun değil, siyasetin kendisinin de içine yerleştiği bir ruh durumu. Özellikle iktidar düzleminde, zamanın askıya alındığı; hareketin değil, durağanlığın belirleyici olduğu bir dönemden geçiyoruz.

İktidarın pozisyonu, bu bekleyiş halinin başlıca üreticisi gibi görünüyor. Türkiye’de siyasetin yönünü belirleme iddiasını yıllardır taşıyan Erdoğan, artık bu iddiayı yeniden inşa etmek yerine, politik süreci askıya alma stratejisine yönelmiş durumda. Bu pasiflik bir tür geri çekilme değil; tersine, oldukça aktif ve stratejik bir “ertelemeye dayalı siyaset” biçimi.

Bu durumun kendiliğinden ortaya çıkmadığını görmek gerekiyor. 2023 seçimlerinin ardından Erdoğan’ın siyasi anlatısı belirgin şekilde değişti. Uzun süredir vaat ettiği gibi “Türkiye Yüzyılı”na güçlü bir başlangıç yapılacağı beklentisi oluşmuştu. Ancak seçim sonrası ortaya çıkan tablo, ne yeni bir politik vizyon ne de çözüm odaklı hamlelerle şekillendi. Tam aksine, iktidar cephesinde belirgin bir duraksama yaşanıyor. Özellikle Kürt meselesi — ya da yaygın anlaşıldığı biçimiyle “Terörsüz Türkiye” — gibi kilit başlıklarda “yeni” bir yönelim ya da adım atmak yerine, mevcut durumun askıda tutulduğu bir süreç hâkim. Örneğin Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta sürece dâhil olma konusunda verdiği mesajlar, kendisini çözümün değil, sürecin – belirsiz bir sürecin – bir parçası olarak konumlandırdığını gösteriyor. Bu, sürece sahip çıkma değil; süreci sürdürme – belki de süründürme – yönünde bir müdahale.

Bu “askıda tutma”, Erdoğan’ın siyaseti sahadan çekmesi değil; aksine, sahada kalıp süreci belirsiz bir biçimde kontrol etmesi anlamına geliyor. İktidar, sorunları çözümsüz bırakıyor ama aynı zamanda bu çözümsüzlüğü kontrol altında tutmayı başarıyor. Bu hâl, toplumda bir tür “bekletilme hissi” yaratıyor. Hiçbir şey bitmiyor, hiçbir şey de tam olarak başlamıyor.

Bu bekleyişi anlamlandırmak için siyaset teorisinden ödünç alınabilecek bir kavram yardımcı........

© Medyascope