menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mümtaz’er Türköne yazdı: Mete Tunçay’ın ardından

38 0
19.08.2025

Siyasetin dağdağasından, popüler şöhretin esaretinden, takipçilerinden-sevenlerinden uzak köşesinde sanatını tevazu ile icra eden bir heykeltıraş gibi düşünebilirsiniz Mete Tunçay’ı. Phidias’ınkiler gibi, insanda koşmaya hazır capcanlı bir insan izlenimi uyandıran heykelini tamamladıktan sonra, dönüp alıcı gözle incelemeden, başkalarının gözüyle ölçüp-tartmadan hemen kalıcı olan bir yenisine girişir. Dışardan bakan, önündeki uzun deri önlükle, elindeki çekiç ve keski ile onu mermer mezar taşı ustalarıyla karıştırır; o ise hiç aldırmadan sanatını icra etmeye devam eder.

Türkiye Mete Tunçay’a çok şey borçlu, çoğu kimse bu borcun farkında değil.

Mehmet Alkan, bizim kuşağın, Gogol’un paltosuna atıfla Mete Tunçay’ın paltosundan çıktığımızı söylemişti. Çok doğru.

Onu, 1970’li yılların tam ortasındaki yıllara denk gelen talebeliğimde ilk defa görmüştüm. Gençti, heybetliydi ve müthiş bir karizması vardı. Uzun, yanlara doğru isyankâr açılan sakallarıyla sol eylemlerde kocaman resmi asılan Marx’a benzetir ve katıksız bir Marksist olduğuna karar verirdik. Hep önyargılar işte. O sıralarda Marksist-Leninist Sol’un entelektüel fakirliği üzerine, “Kapital’i kaç kişi okumuştur?” tartışmasında, “Okusa okusa Mete Tunçay okumuştur” denince, gayet rahat verdiği “ben okumadım” cevabı darb-ı mesel olmuştu. Sonunda Kapital’i çevirmeni Sadun Aren’den başka kimsenin okumadığına karar verilmişti.

Rahmetli Mustafa Çalık’ın dikkat çekmesi ile, Siyasal’ın kitap satış bürosunda sudan ucuz komik rakamlara satılan Siyasî İlimler Derneği yayınlarını takım halinde alıp, merakla okurduk. Hepsi baba kitaplardı. Lipset’in, Tocqueville’in, Federalistlerin kitapları vardı içinde. En popüleri Popper’in iki ciltlik Açık Toplum ve Düşmanları idi. Bu kitap, o çağda bulabileceğimiz en esaslı Marksizm eleştirisiydi. Mete Tunçay ismini o kitapta görünce çok şaşırmıştım. Sünger gibi önümüze çıkan her şeyi emen merak duygusuyla önce Batı Siyasal Düşüncesi’ni sonra Sosyalist Siyasal Düşünce’yi hatmederek Mete Tunçay’a epeyce borçlanmıştık.

Tam o sıralarda, Zafer Çarşısı’nda Sol bir kitapçı, İlkay Sunar’ın yeni çıkan kitabını hararetle tavsiye edince alıp okumuştum. Mete Tunçay olmasaydı,........

© Medyascope