menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kemal Can yazdı | Bitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması

77 7
17.08.2025

İki hafta önce Medyascope’taki “Bitmeyen CHP tartışmaları” yazısında, “Son günlerin gündem başlıklarında yine CHP üst sıralarda ve yine CHP içinde veya CHP üzerinden hayli sert bir mücadelenin başladığı anlaşılıyor. Aslında işin özeti, uzunca bir süredir hemen hemen bütün siyasi aktörlerin CHP’ye yaptırabildikleri ya da CHP’deki etkileri üzerinden güçlerini test ediyor olmaları” demiştim. İki haftadır ve özellikle son günlerde yaşananlar, bu konuda hareketliliğin sürdüğünü ve özellikle iktidarın yeni bir atak içinde olduğunu gösteriyor. Hem bir süredir duraksamış “19 Mart” operasyonları çemberi genişleterek yeniden başladı hem de “zayıf halkalara” atılmış kancalar transferlerle sonuçlandırılıyor ve bunun bir dalgaya çevrilebileceği söyleniyor.

Bu yeni atak, birkaç hareketliliğin kesiştiği, çeşitli alanlarda yeni tartışma başlıklarının açıldığı ilginç bir konjonktürle de örtüşüyor. Malum “süreç” ve “komisyon” gündemi hala hayli canlı. Önce Bahçeli ardından Fethi Yıldız “19 Mart” konusunda, “uzatmayın” uyarılarını ısrarla tekrar ediyor. Özgür Özel, bir takım yargı mensuplarının ve avukatların karıştığı rüşvet (kayırma) tezgahlarını ve “İBB Borsası” iddialarını gündeme taşıdı. Bu iddialar, iktidar içindeki çıkar grupları arasında küfürleşmeye varan atışmaları tetikledi. İmamoğlu, adaylık stratejisini oluşturmak için önce ofis ve sonra da bir dil kurmaya çalışıyor, meydanlarda başka bir nabza cevap gerekiyor. CHP beş aydır sürdürdüğü direnci yükseltecek yeni atağı hala bulamadı. Hakan Fidan’ın uzun bir sessizliğin ardından Suriye’ye dair hamleleri ve sertleşen çıkışları dikkat çekiyor.

Yeni gelişmelerin, yukarıda sıraladığımız (aslında sayısı artırılabilecek) başlıklarından hangisiyle daha ilgili/ilişkili olduğu çok tartışmalı. Bu konuda çeşitli tezler ileri sürülüyor ve hepsinin haklı tarafları olabilir. Ayrıca bu atakların hepsinin ve bazılarının, iktidar içindeki hangi kanat veya ekipler tarafından, neyi tetiklemek için ya da neye cevap olsun diye yürürlüğe konduğu, iç gerilimlerle ilişkisi ile mutabakat zemini de spekülasyona gayet açık. Ancak her ne gerekçeyle her ne sonuç hesaplanarak yapılıyor olursa olsun, CHP’nin yine merkezde olduğu çok açık. İktidar, çok uzun süredir kamuoyu oluşturmak, seçmeni ikna etmekle zaten hiç ilgilenmiyor. İktidar çevreleri ve Erdoğan; siyaseti, elitler arası bir alanda tutma gayretinde olduğundan hamleleri hep tavanı etkilemek (sıkıştırmak) için yapıyor. Bunun için de “içeriyi” kullanıyor.

“19 Mart süreci” kamuoyunu ikna etmedi, “turplar” hikayesinin seçmende iktidar lehine bir hareket yaratmadığı ortada. Böyle bir ihtimal zaten çok zayıftı ve bence asıl umulan bu değildi. CHP’nin üst katlarına, muhalefet profesyonellerine (yeni heveslilerine) doğru çıkıldıkça ise durum değişiyor. İktidar ataklarının çeşitli iç tartışmalara malzeme yapıldığı, partinin çizgi veya strateji mücadelesinde giderek daha çok........

© Medyascope