menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gökhan Bacık yazdı: Yeni devlet kurulurken

60 2
previous day

Tarihçi Baki Tezcan’a göre Osmanlı Devleti, her ne kadar biz onu kurulduğundan yıkıldığı döneme kadar tek bir devlet olarak görsek de, 17. yüzyıldan itibaren fiilen “ikinci bir imparatorluk” haline gelmiştir. Benzer yaklaşımları, örneğin İngiltere için David Starkey gibi tarihçiler de kullanmıştır. Bu yaklaşımlara göre bir devlet, aynı isim altında görünse bile belirli dönemlerde fiilen başka bir devlete dönüşür.

Buradan yola çıkarsak, günümüzde Türkiye Cumhuriyeti olarak bildiğimiz devletin artık başka bir devlet olduğunu kabul etmek gerekiyor. Elbette, uluslararası hukukun öznesi olarak 1923 yılında kurulan bir devlet var. Ancak ideolojisi, halk ile kurduğu ilişki, politik kültürü, dış politikası hesaba katılırsa, artık yeni bir devletin kurulduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Bu açıdan günümüz Türkiye siyasetindeki depremleri “rejim değişikliği” gibi açıklamak hafif kalmaktadır.

Atatürk 1923’te halka sorsaydı, belki ahalinin çoğu padişahlığın kaldırılmasına “hayır” diyecekti. Ancak buna rağmen onun yeni rejimi ilan etmesine karşı çıkılmadı. Buna siyasi teoride “negatif rıza” olarak bakmak gerekiyor. Negatif rıza durumunda insanlar gelişmeleri onaylamasa bile karşı çıkmazlar. Ancak paradoksal olarak, negatif rıza değişimi temsil edenleri daha da hoyratlaştırır. Türk tarihinde pek çok önemli dönüşüm negatif rıza ile yapılmıştır.

Bugün de Erdoğan yeni devleti “negatif” rıza ile kuruyor. Esasen, ortağı MHP ile toplam oyu belki ancak yüzde 40 civarında. Yani rakamsal olarak “azınlık” olan bir siyasi elit grubu tarihsel değişiklikler yapıyor. Muhalefet sayısal üstün olsa bile bunu durduracak biçimde bir araya gelemiyor. Erdoğan, zekice bir hamle ile Kürt muhalefetini Apo cenderesi içine aldı. “Olup bitenlere isyan edelim” dense, diğer muhalefet partilerinin ne yapacağı kestirilemez. Dolayısıyla Türk tarihinin sihirli değneği “negatif rıza” bugün Erdoğan’ın emrinde. Pek çok kimse yaptıklarını beğenmese bile, istediğini pekâlâ yapabiliyor.

“Halk kızgındır ve bir gün bıçak kemiğe dayanınca isyan edecektir” diyenler olabilir. Bir şeyin olup olmayacağına biz geçmişe bakarak cevap verebiliriz. Böyle bir isyan, yani devrim, Türk tarihinde olmamıştır. Bu, hiç olmayacak anlamına gelmez. Ancak o an bu an mıdır, bilmek imkânsız. Türk tarihinde devrim yoktur; askerlerin yaptığı darbelere ise yanlış biçimde “ihtilal/devrim” denir.

Öte yandan geçen yirmi beş yıl, yeni bir insan tipi üretmiştir. Artık yeni bir Türk yurttaşı var.........

© Medyascope