Berrin Sönmez yazdı | Laiklik karşıtı Diyanet engizisyonu: Meal-tefsir imha yetkisi
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda hafta içinde görüşülüp kabul edilen yasa teklifinin perşembe gecesi Genel Kurul’dan da geçen maddeleri arasında Diyanet’e verilen meal ve tefsir imha yetkisi yer aldı. Anayasa Mahkemesi (AYM) iptal kararlarına karşı iktidarın yürüttüğü Anayasa’ya muhalefet etme alışkanlığına dair yeni örneklerden birisi oldu. Söz konusu yasa teklifi 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) yetkilerinde bazı değişiklikleri de içeriyordu. Ve AYM, idari işlemlerin KHK ile değil kanun düzenlemesi ile gerçekleştirilmesi gerekçesiyle Diyanete verilen meal-tefsir denedim ve imha yetkisini iptal etmişti.
Malum 15 Temmuz sonrası olağanüstü hal (OHAL) koşullarından yararlanarak pek çok alanda yasaya ihtiyaç duymadan kararname ile düzenlemeler yapma kolaylığını sevmişti iktidar. Fethullahçı kalkışma bahanesinden faydalandı ve din alanında yaptığı değişikliklerle Diyanet’in yetki alanını genişletti. Anayasa’ya aykırılık gerekçesiyle iptal edilen hemen her düzenleme için verdiği otomatikleşmiş tepki ile iktidar şimdi Diyanet’in yetki alanını genişleten bu KHK hükmünü aynıyla yasalaştırmak niyetinde.
Mevcut Anayasa’ya uymayan, Anayasa’yı uygulama yükümlülüğünü inatla ve ısrarla yerine getirmeyen iktidarın apaçık bir şekilde Anayasa’ya muhalefet etmekten çekinmediği bu teklif ile bir kere daha gözler önüne serildi. 2017 referandumuyla kurulup 2018 genel seçimleri ile yürürlüğe giren ucube sistem, iktidara tüm kamu kurumları ve darbeler döneminde dilimize pelesenk olmuş vesayet odakları üzerinde tekel kurmasını sağladı. Konumuz çerçevesinde DİB, iktidarın en kullanışlı propaganda aygıtı konumuna getirildi. Bütçesi arttırıldı. Devlet protokolünde sırası yükseltildi. Personel sayısı yükseldiği gibi, kendi personelini eğitmesi için Diyanet Akademisi kuruldu. Diyanet Vakfı kaynaklarının keyfi kullanımına göz yumuldu. Milli Eğitim, Adalet ve Sağlık bakanlıkları bünyesinde Diyanet’e görev alanı açıldı. Fakat anlaşılan bunların hiçbirisi yetmedi. Anayasa ihlalleri gibi laiklik ilkesinin çiğnenmesi de sınır tanımadan sürüyor. Çünkü iktidar “tapulu arazisi” saydığı dindar kesimin din anlayışına, kadim Anadolu dindarlığına da muhalif konumda. Zannedildiği gibi iktidarın tek sorunu sekülerler değil, sadece Sünni Müslüman olmayanlar değil. Alevilik, Şiilik gibi inançlara mensup olanlardan çok Sünni olup da biat kültürüne uymayan, din-devlet-itaat sistemini reddeden dindarlığın artan gücünden endişe ediyor.
Diyanet’e, başkanıyla birlikte 13 kişilik kurula dindarların inanç düzlemini şekillendirme, inancı tekilleştirme görevi vermek istemesinin altında yatan şey Anadolu dindarlığı korkusu. Kendisini iktidara taşıyan dindarların, kendisini iktidardan düşünemeyecek şekilde tek bir din yorumunu egemen kılmak istiyor. Siyasi iktidar tek kişinin elinde ve din alanını da emrindeki dini kurumla düzenlemek peşinde. Şunu da belirtmeden geçmeyelim: Diyanet her zaman dinin değil devletin kurumuydu. Devletin sahipleri değişince Diyanet de değişti, hepsi bu. Eskiden Hanefi, Sünni, Türk Müslümanları kontrol etmek için kullanılırdı. Şimdi Hanefiliği Selefilik’e dönüştürme aparatı haline geldi. Vaktiyle “Diyanet kurumu olmasa toplumun din anlayışında Selefi-cihatçı akımların etkisi yükselir” denirdi. Şimdi iktidarın yol vermesiyle ve dönemsel etkiyle Diyanet uygulamalarıyla Selefilik yükseltiliyor. Anadolu dindarlığına hakim olan Hanefi yorumun yerini siyasi ve dini iktidar politikasıyla Selefi yorumlar işgal etmeye başladı.
Bu detay neden önemli derseniz şunu belirteyim: Hanefilik, ehl-i Rey ekolünü temsil eder yani zamanın değişmesiyle hükmün değişeceği anlayışına sahiptir. Selefilik ise Ehl-i Selef yani sahabe dönemindeki İslam anlayış ve yaşayışına dayalı, değişiklik kabul etmeyen din yorumudur. Yaklaşık bin yıl kadar önce bu iki ekol ve bunlara yakınsak olan diğer iki ekol ehl-i sünnet adı altında birleştirildi. Şia karşısında alınan bu tedbir aslen dini değil siyasi ittifak idi. Çünkü İslam’ın Şii yorumunu temsil eden Fatımi Devleti Mısır, Suriye coğrafyasında yükseliyordu. Bu ittifaka ortak olmayan pek çok mezhep/ içtihat/ yorum tarihin karanlığına gömülmek istendi. Büyük ölçüde başarıldı da. Şu an Diyanet’e verilmek istenen meal-tefsir denetim ve imha yetkisi, bin yıl önce yaşanan bu büyük kırılmanın bir benzeri olarak görünüyor bana. Ortodoksi din yorumu oluşturma görevi veriliyor Diyanet’e. Devlet dini yaratacak bu girişim diğer yandan Diyanet’e Vatikan kostümü........
© Medyascope
