Eric Hoffer ve Kesin İnançlılar: Kim Kullanıyor, Kim Kullanılıyor? – Mehmet Emir Aksoy Yazdı
Siyaset, bazen gerçekler üzerine değil, kitlelerin tutkularına ve körü körüne inançlarına yaslanır. Eric Hoffer’ın Kesin İnançlılar kitabı, ideolojilere bağlanış biçimimizi anlatırken, bugünün dünyasını da aydınlatan bir eser. Peki, insanlar gerçekten mi inanıyor, yoksa inanıyormuş gibi yaparak kendilerini tatmin mi ediyor?
İşin püf noktası burada yatıyor.
İdeoloji mi, Kaçış mı?
Hoffer’a göre, büyük davalara kendini adayanların birçoğu aslında kendi hayatından kaçanlardır. Başarıya ulaşamamış, hayatında tatmin olamamış bireyler, bir hareketin içinde kimlik bularak kendilerini anlamlandırırlar. Kendi hayatlarını değiştirmek yerine, dünyayı değiştirmeye girişirler. Bu yüzden, inandıkları şeyin içeriği değil, o şeye inanma gerekliliği belirleyicidir.
Daha ilginç olan ise, kesin inançlı insanların bir ideolojiden diğerine rahatlıkla geçebilmesidir. Dün ateşli bir solcu olan biri, ertesi gün koyu bir sağcı olabilir.
Hoffer’ın dediği gibi, “Mesele inandıkları şey değil, inanmaya duydukları açlıktır.”
Eskiden Kılıç, Şimdi Klavye;
Bugün kesin inançlı bireylerin en büyük silahı, kılıç değil, klavyedir. Eskiden savaş meydanlarında can verenler, bugün sosyal medyada birbirini “hain”, “cahil”, “satılmış” ilan ederek mücadele ediyor. Fikir üretmekten çok, muhalifini düşman ilan etmekle meşguller. Düşmanın değişmesi önemli değil, önemli olan bir düşmanın olması. Dün “vatan haini” dediklerine bugün “dava adamı” diyenler de tam bu profilin içinde yer alıyor.Zaten Hoffer’in,Adorno’nun,Schimitt’in teorileri de birilerini “vatan haini” ilan etme ve tüm olumsuzlukları ona atf etmeyi........
© Medya Siyaset
