menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ekonomik abluka ve modern egemenliğin anatomisi

12 0
19.11.2025

Modern dünya artık savaşları susturarak yönetiyor; çünkü sessizlik, güç ilişkilerinin en görünmez ama en etkili biçimine dönüşmüş durumda

Bunu sadece diplomatik literatürde değil, güncel krizlerin ritminde de görmek mümkün aslında. Özellikle son yıllarda, açık çatışmaların geri çekilip yerini ekonomik ve dijital baskıların aldığı bir düzen ortaya çıkıyor; fakat bu düzenin kararlılığı, çoğu zaman yüzeydeki sakinliğin bizi yanılttığını da hissettiriyor.

Güç artık tankların veya uçakların hareketinde değil, bir finansal ağın nasıl kurgulandığında, bir dijital protokolün kim tarafından yazıldığında ya da küresel tedarik zincirlerinin hangi noktada daraltıldığında beliriyor. Açık savaş geri çekilirken, daha sessiz ama daha kalıcı yöntemler öne çıkıyor; bu da ister istemez, egemenlik kavramının kendisini yeniden düşünmeyi gerektiriyor ki bu, çoğu devlet için kolay bir adaptasyon değil.

Paranın Sessiz Silahı

Ekonomik abluka, modern çağın belki de en sessiz ama etkisi en derinden hissedilen savaş biçimi olarak öne çıkıyor; çünkü günümüz devletleri hedeflerine artık bomba atarak değil, paranın dolaşımını kısıtlayarak ulaşıyor. Bir ülkeyi SWIFT sisteminden dışlamak, döviz rezervlerine erişimini kesmek ya da kritik ithalat kalemlerini ani bir kararla durdurmak, çoğu zaman orduların verebileceği zararın çok daha kalıcı bir karşılığına dönüşüyor. Askerî çatışmaların yıktığı şehirleri yeniden inşa etmek mümkün; fakat finansal bir damar yolu kapandığında, o ülkede ekonomik yaşamın ritmi uzun süre düzelmiyor, bu da ablukanın neden bu kadar etkili olduğunu gösteriyor aslında.

Bu tür baskı araçları, sadece makro dengeleri değil, toplumun günlük hayatını da içeriden dönüştürüyor. Enflasyonun hızlanması, ithalat krizinin dar gelirli kesimleri vurması, sermayenin ani kaçışı ya da devletin borçlanma maliyetinin yükselmesi, ülkeyi görünmez bir kuşatma altına sokuyor. İnsanların alım gücü düştükçe devletin karar alma kapasitesi de daralıyor; yani ekonomik abluka yalnızca ekonomiyi değil, siyasal alanı da şekillendiriyor. Bu yüzden böyle bir baskı, askeri işgalden çok daha hızlı şekilde etki yaratabiliyor, çünkü ses çıkarmadan ilerliyor.

Özellikle gelişmekte olan ülkelerde bu kırılganlık çok daha derin hissediliyor. Körfez fonlarına bağımlı hale gelmiş ekonomiler, Fed kararlarına kilitlenmiş para politikaları ya da ithal girdiye dayalı sanayi yapıları, devletleri dış şoklara karşı neredeyse savunmasız bırakıyor. Bu bağımlılık ağları bazen görünmez oluyor; ama etkisi, bir ülkenin egemenlik alanını sessizce daraltacak kadar güçlü. Asker göndermeye gerek kalmadan, ülkenin ekonomisinin ritmi dışarıdan belirleniyor. Bu nedenle ekonomik abluka, modern çağın en rafine baskı aracı; hatta savaşın yeni nesil, savaşsız işgal biçimi olarak görmek yanlış olmayacaktır.

Veri Kontrolü: Dijital Egemenliğin Yeni Haritası

Dijital çağ, egemenliğin sınırlarını fiziksel sınırların dışına taşıdı. Artık devletlerin toprağı değil, verisi işgal ediliyor. Veri akışını kontrol edenler, küresel karar alma süreçlerini belirliyor. Bu nedenle büyük teknoloji şirketleri -Google, Meta, Amazon, Alibaba, Tencent- sadece ticari aktörler değil; ülkelerin davranış modellerini şekillendiren yeni kuşak egemenlik aygıtlarıdır.

ABD’nin internet omurgası üzerindeki denetimi, Çin’in Afrika ve Asya’da kurduğu fiber ağlar ve dijital ödeme sistemleri, Rusya’nın kendi ulusal internet ortamını izole etme çabası… Bunların hepsi veri egemenliği için verilen mücadelenin sonuçlarıdır.

Veri kontrolü, modern işgal biçiminin en görünmez -dolayısıyla en etkili- aracıdır. Çünkü asker sınırdan geçmez; fakat kişinin ekonomik davranışı, siyasi tercihi, kültürel ilgileri ve hatta gelecekteki olası eylemleri bir algoritma tarafından öngörülür hale gelir. Bu nedenle veri sömürgeciliği, artık petrol veya maden sömürgeciliğinden daha derin etki yaratır.

Veri altyapısını elinde tutan ülke ya da şirket, toplumun zihinsel dünyasını dışarıdan biçimlendirebilir.........

© Medya Günlüğü