Hümanist bir padişah
İstanbul’un fethinin yıl dönümü dolayısıyla ülkemizde kimi çevrelerin Fatih Sultan Mehmet’i biraz da zamanın ruhuna uygun olarak vurgulamaları ve her zamankinden daha fazla sahiplenmeleri oldukça dikkat çekici. Ancak tam da bu noktada sorulması gereken önemli bir soru bulunuyor: Hangi Fatih?
Kimi çevrelerin öncelikle bir Osmanlı hükümdarı ve İstanbul’u fethetmiş olan padişah olarak muhafazakar bir eksende sahiplendikleri ve başka birçok önemli vasfını görmezden geldikleri Fatih mi?
Yoksa, son derece geniş vizyonu, açık fikirliliği, entelektüel merakı ve gerçekçiliğiyle seçkin bir Osmanlı padişahı olan; başta Halil İnalcık olmak üzere birçok önemli tarihçi tarafından Osmanlı Devleti’ni bir imparatorluğa dönüştüren asıl hükümdar olduğu ifade edilen Fatih mi?
Fatih Sultan Mehmet, o dönemin en seçkin eğitim kurumu olarak görülen ve Türkiye’de üniversitenin temeli sayılan Semaniye Medreselerini kurup, Orta Asya’dan gelen ünlü matematik ve astronomi bilgini Ali Kuşçu’yu bu medreselerin başına getirmiş; onun öğrencisi olan matematikçi Molla Lütfi’yi de medrese kütüphanesinin yöneticisi yapmıştı. O Molla Lütfi ki daha sonra Sultan 2. Beyazid döneminde zındıklık suçlamasıyla idam edilecektir.
Gene Fatih’in felsefeye ve özellikle de İslam felsefesine çok meraklı olduğu, dönemin ünlü alimlerinin, İslam ilahiyatı ve felsefesi ile ilgili........
© Medya Günlüğü
