Güven ekonomisi: Yalanın hızına karşı gerçeğin stratejisi
Yalanın hızı her zamankinden fazla. Sosyal medya, yanlış bilgiyi saniyeler içinde milyonlara ulaştırıyor. Bir sahte fatura görseli, anonim bir paylaşım ya da manipüle edilmiş bir video… Markaların yıllarca inşa ettiği güveni bir gecede yok edebiliyor. Peki, bu hızın karşısında ayakta kalabilmenin yolu ne? Cevap, çağımızın yeni para biriminde gizli: Güven.
Yanlış bilgi, markalar için yeni bir kabus. Enerji şirketlerine “faturaları şişirdiler”, gıda markalarına “ürünlerinde tağşiş var”, teknoloji devlerine “verilerimizi sattılar” ya da ilaç firmalarına “ölümcül yan etkileri gizlediler” suçlamaları yöneliyor. Birkaç sahte belge ya da doğrulanmamış iddia, yılların emeğini birkaç saat içinde yok edebiliyor.
Örneğin, gıda sektöründe Avrupa’da 2013’te patlayan at eti skandalı, küresel ölçekte bir güven krizine yol açtı. Türkiye’de de benzer bir durum yaşandı. Yakın tarihte yaygın şubeleri olan bir köfteci zinciri, ürünlerinde at eti bulunduğu iddialarıyla gündeme geldi. Sosyal medyada hızla yayılan bu haber, markanın yıllarca inşa ettiği güveni bir anda altüst etti.
Teknoloji şirketlerinde ise risk daha çok, veri güvenliği söylentilerinde kendini gösteriyor. Dünya çapında büyük yankı uyandıran Facebook – Cambridge Analytica skandalı bunun en bilinen örneklerinden biri. Türkiye’de de özellikle e-ticaret sitelerine yönelik siber........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d