Yalnız Kalan Adam
Saatin tik takları kulağımın içinde örs ve çekiç kemiklerimi birbirine çarpıp sesler çıkarıyor, tınısı beynimde yankılanıyordu. Lakin bu tik taklar sinir kat sayısımı artırıyordu katbekat. Başımda bir ağrı hissettim. Aldırmıyordum ama şiddeti arttıkça ilaç ihtiyacı doğmuştum.Elimde kitap kalakaldım. Okumaya çalıştım , çalışıyorum, okuduğumu anlamıyorum bu kez. Dikkatimi dağınık ben mi okumaya meyilli değilim? “0ff başım !” Elimdeki kitabı attım koltuğun üzerine, sayfaları açıldı açıldı sonra kapandı kendi kendine. Kitapta insana kızar mı? Bana kızmış gibi geldi ama aldırmadım.
“off başım !” kafamın içinde bir cümbüş dikkatimi toplamak ne mümkün ! Evin içinde dolanıyorum, çaresizce. Pencereyi açtım biraz temiz hava belki iyi gelir. Başımı uzatıp sokağa baktığımda kimseleri göremedim, gezinen iki kediden başka. İşlek bir sokak değil ki, ne medet umuyorsam. Temiz hava biraz iyi geldi. Pencere kenarındaki sandalyeye oturdum. Düşüncelerim rahat vermiyor ki, hepsi ayakta. Biri kitabını oku derken, diğeri yaşantını değiştir diyor, biri artık bırak bu serden geçtiliği derken diğeri memlekete dön bu kaos şehirden diyor. “off başım!”
Gözlerim bir an terliklerimin eskiyen ekose kahverengili kumaştan çıkmaya çalışan baş parmak izlerine daldı. Onlar bile bu akşam fazla bana.........
© Maraş Gündem
