menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye’ye Yönelik Biyolojik Silah Kumpasları

7 0
18.04.2025

Dünya sahnesi, ipleri görünmez efendilerin elinde olan tiyatroya mı dönüştü? Sağlık ve bilim perdesi altında dayatılanlar, aslında insanlığı ve stratejik kilit ülke Türkiye’yi hedef alan, nüfus kontrolünü ve topyekûn köleleştirmeyi amaçlayan şeytani planın parçaları mı? Gözlerimizdeki bağı çözüp, karanlık senaryonun ürkütücü gerçekliğiyle yüzleşmenin vakti gelmedi mi?

Artık fısıltılarla değil, sorulara verilecek acı gerçeklerle konuşma zamanı.

Bilimsel Sahtekârlıkta Aşı Dayatmasının Kirli Yüzü

Modern tıbbın dokunulmaz ilan edilen aşılama programları, bilimsel temelden çok, kör bir inanca dayanıyor. Yetersiz testler, uzun vadeli etkilerin bilinçli olarak göz ardı edilmesi ve en önemlisi, bireysel farklılıkları hiçe sayan “tek tip dozaj” zorbalığı,uygulamaların bilimsellikten ne kadar uzak olduğunun somut kanıtıdır. Bir bebeğe, gencecik bir kadına veya yaşlı bir adama aynı biyolojik karışımın enjekte edilmesi, tıp etiğini ve mantığı hiçe saymaktır. Bu, basit bir ihmal değil, kitleleri biyolojik olarak manipüle etme planının ta kendisidir.

Dozaj Cinayeti: Standart Ölçüyle Kitle Kontrolü mü?

Tıbbın altın kuralı, tedavinin kişiye özel olmasıdır. Ancak aşılamada bu kural, adeta tabu gibi yıkılıyor. Hastanın yaşı, kilosu, genetik yapısı gibi hayati faktörler yok sayılarak herkese aynı dozun dayatılması, akıl ve vicdan sınırlarını zorlanması tehlikeli standartlaşma, insan bedenini deney tahtasına çevirmenin ötesinde, kitleleri zayıflatma, kronik hastalıklara mahkûm etme ve böylece daha kolay kontrol etme amacını taşıyor olabilir. Özellikle Türkiye gibi dirençli toplumlar, standart dışı........

© Küresel İfşa