Vicdanın Altına Çakılan 100x100 Profil
Bazı haftalar vardır, insanın omzuna yalnızca yük değil, anlam da biner. Bu hafta öyle bir haftaydı benim için.
Yeni eve taşındık… Sadece eşyalar değil, anılar da kutulara sığdırıldı.
Yeni duvarlara eski duyguları astık. Alışmaya çalışırken, insan fark ediyor ki bir ev değişince sadece adresiniz değil, dengeleriniz de yer değiştiriyor.
Bir yandan işlerde aksaklıklar, öte yandan iki kızımın üniversiteye gidiş hazırlığı...
Yıllar boyunca omuz omuza büyüttüğüm iki genç kadın, şimdi kendi yollarına doğru yürüyorlar. Bir yandan gurur, bir yandan içime çöken hafif bir hüzün...
Ve tabii evimizin önünde oynanacak Süper Lig maçı için ayrı bir hazırlık... Yani her yönden hareketli bir hafta.
Ama tüm bu yoğunluk içinde beni asıl sarsan şey, yaşadığım küçük ama anlamı büyük bir olay oldu.
Dükkanın önüne sundurma yapmak istedik. Öncesinde konuştuk, ölçü alındı, malzeme seçildi.
Özellikle 100x100 kalın profiller önerildi. “Nasıl istiyorsan öyle yaparız” dedik, en kalitelisini aldık. Malzeme geldi, usta geldi, iş başladı.
Tam o anda adam geldi ve “Ben size böyle bir şey demedim,” dedi. “İstemiyorum,” dedi.
Cümleleri uzadıkça duruşu küçüldü. Sesi yükseldikçe iradesi daraldı. Adamlık, sözde değil, sözünde belli olurmuş ya hani; işte o gün bir kere daha gördüm.
Emek, malzeme, zaman, taşıma…
Bunların hiçbirine kıymet biçilmedi. O 100x100 kalın profiller, sadece demir değildi; bir sözün ağırlığıydı. Ve ben inanıyorum ki gün gelir, o profiller vicdanının en kırılgan yerine saplanır. Çünkü bu dünya, denge üzerine kurulu. Ne verirsen, ona denk bir geri dönüş bulursun.
İşte bu yüzden sabahın beşinde uyanıp dünya gündemini takip ediyorum.
Çünkü biliyorum ki bir adamın sundurma bahanesiyle döktüğü kibirle, bir devletin masada kurduğu koridor arasında........
© Kocaeli Koz
