menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İki savaş, iki ateşkes, sıfır çözüm...

16 0
13.03.2025

Yakın bölgemizde devam eden iki savaşın yatıştırılması için ABD Başkanı Donald Trump'ın formülleri devreye girdikçe, uluslararası ilişkiler tarihinde de yeni bir sayfa açılmaya başlıyor. Öncelikle şunu kabul edelim. Bir savaşın durdurulması için "ateşkes" sağlanması barışı kurma çabalarının başlangıcını oluşturur. Ama ateşkes ya kısa sürelidir ya da her zaman ihlal edilmeye müsait bir kırılgan yapıya sahiptir. Bunun örnekleri daha önce hem İsrail-Hamas çatışmasında, hem Rusya-Ukrayna savaşında görülmüştür. Dolayısıyla, ateşkesi sağlamak sorunların çözümü anlamına gelmiyor.

Ateşkesi bir ileri aşamaya götürmek için bir "mütareke"ye ihtiyaç vardır. Bu da barışa giden yolda diplomatik görüşmelerin başlatılması anlamına gelir. Bu haliyle bakıldığında, mütareke savaşın sonlandırılması sürecinde ateşkese oranla daha güvenceli bir unsur olarak kabul edilir. Ateşkes savaşın sürdürülebilirliği izlenimini yaratır. Mütareke genellikle barış anlaşmasına hazırlıktır. Bizim için tarihte iki önemli mütareke örneği vardır. Biri Mondoros, diğeri Mudanya'dır. İlki İstanbul'daki hükümet tarafından yenilginin kabulü olarak imzalanmış ve sonucunda Osmanlı'yı "Sevr"e mahkum etmişken, bunları reddeden Mustafa Kemal Atatürk, Mudanya Mütarekesi ile düşmanı Lozan'a mecbur etmiştir.

Örneğin, Gazze'de varılan ateşkesi bir tür mütareke gibi kabul etmek mümkündür, zira bu ateşkes uzun bir süreçtir ve aşama aşama kalıcı bir barışa doğru giden yolu tarif etmektedir. Son olarak ABD'nin girişimi ile Cidde'de Ukrayna'nın kabul ettiği "30 günlük ateşkes" ise kısa süreli bir "çatışmaların durdurulması" sonucunu vermektedir. Rusya'nın bu ateşkesi kabul etmesi ümit ediliyor ancak Moskova sağlanacak ateşkese bir tür mütareke gözüyle bakmayı tercih ediyor. Bunun da sebebi, Ukrayna'dan somut isteklerde bulunması. Örneğin, işgal ettiği Ukrayna topraklarının Rusya'nın egemenliğine geçtiğinin kabulü, Ukrayna topraklarına NATO kapsamlı olsun ya da olmasın, yabancı askeri varlık konuşlandırılmaması, Ukrayna ordusunun kapasitesinin Rusya'da tehdit algısı oluşturmayacak bir düzeye indirilmesi gibi somut talepleri olduğu anlaşılıyor. ABD ise şimdilik paldır........

© Kısa Dalga