Almanya seçimleri, peki ya şimdi ne olacak?
Beklenen Almanya seçimi, 23 Şubat 2025'te gerçekleşti. ABD seçimlerinin ardından Avrupa için beklenen bir seçimdi; özellikle Trump'ın has adamı Musk'ın AfD savunusuyla beraber AfD'nin yükselişi dünya kamuoyunun merakını bu seçimlere çekti. Seçime katılım yüzde 52 sınırlarında kaldı. Çoğu Avrupa ülkesi, bizler gibi seçim sandıklarında sıra bekliyor değil. Sonuçlara göre merkezde bulunan geleneksel sağ ve sol partiler, aşırı sağ karşısında koalisyon kurabilecek çoğunluğu şimdilik sağlayarak, derin bir nefes aldı. Ama bu tam anlamıyla "derin ve sakin" bir nefes mi? Pek değil. AfD'nin oylarını ikiye katlaması ve ana muhalefet konumuna yükselmesi, kimin rahat olduğunu ve kiminin de uykusuz gecelere düştüğünü düşündürtüyor. Demokrasi sandıkta kazanılır ancak merkez siyasetin zayıflayıp aşırı sağın merkeze taşındığı bir dönemde, seçim zaferi kazananlar aslında uzun vadede kaybediyor olabilir mi?
Hristiyan Demokratlar (CDU/CSU) (,6 oy ile seçimlerden birinci çıktı. Elbette seçim sonucu kutlandı ama seçim öncesi protestolar düşünüldüğünde de, yüzlerdeki gerginliği görmek için beden dili okumaya gerek olmadığını da söylemek mümkün. Hristiyan Demokratlar'ın lideri Friedrich Merz, seçim gecesi yaptığı açıklamada "AfD ile asla koalisyon yapmayacağız" diyerek seçim sürecinde protestolarla şekillenen çizgisini de belirledi. Ancak göçmen karşıtı söylemleriyle AfD seçmenine de göz kırpan CDU, kendi içinde bir bölünmeyi de hızlandırmış olabilir. SPD ile koalisyon ihtimali masada. Ancak bu durumun, Almanya'nın siyasi geleceğini istikrara mı kavuşturacak yoksa yeni bir kriz mi yaratacak, belirsiz olduğunu söylemek mümkün.
Sosyal Demokratlar (SPD), ,41 ile tarihinin en kötü seçim sonucunu aldı. Olaf Scholz'un "Acı ama gerçek" diyerek veda etmesi, partinin yaşadığı moral çöküntüyü anlatmaya yetiyor.........
© Kısa Dalga
